End
Üye
- Katılım
- 21 Ocak 2021
- Mesajlar
- 972
- Tepkime puanı
- 51
- Puanları
- 18
- Cinsiyet
- Medeni Hali
- Memleket
- 19 ÇORUM
- Takım
- Fenerbahçe
- Burç
- Kova
- Mesleği
- Muhasebe
İtibar:
Caddelerde, sokaklarla, kafeteryalarda, restoranlarda hatta ekranlarda, sahnelerde gördüğünüz kişileri şöyle hızlıca göz önüne getiriniz. Kılık ve kıyafete verilen önem hemen dikkatinizi çekecektir.
Nasrettin Hoca’nın ibretlik fıkralarından belki de en hisse çıkarılanı “ye kürküm ye” fıkrası olmuştur. Bu kadar görünüşe tutkun olma hissiyatını başka türlü açıklamak pek mümkün değildir.
Aynı kişiler konuştuğundaysa genellikle bir hayal kırıklığı yaşanıyor. Öyle ya, bu kadar şık giyinen insan bu kadar özensiz nasıl konuşur?! Konuşur elbet! Neoliberal politikaların getirdiği kolay para kazanma imtiyazını sonuna kadar değerlendirenler, aynı politikanın fevkalade rahat bir yola soktuğu bilgiye erişime gereken rağbeti göstermiyorlar.
Neticede keşke konuşmasalar, heykel gibi dursalar diye iç geçirenlerin sayısı yadırganmayacak derecede artıyor!
Onlar da bu kamuoyunun farkındalar çünkü zekiler. Konuşmayı, özellikle de iyi konuşmayı tercih etmiyorlar. Sadece kendilerine mikrofon uzatıldığında meramlarını anlatacak düzeyde cümle kurabiliyorlar, bu da onlara kâfi geliyor.
İyi konuşmayı öncelikli tercih görmeyenlerin, belagat ve hitabet hususunda kendilerini geliştirmeyi angaryadan saymaları şaşılacak bir durum farzedilmemelidir.
Bir yanda süs var öte yanda sus! Esasında ikisi de bir yanda, birbirlerinden farkları yok!
O iyi giyinen ama kötü konuşan insanların süsteki iddiası birçok noktada susmadaki kararlılıklarından beslenmiyor mu?!
Anayasa Mahkemesi kararlarının hiçe sayılıp uygulanmaması karşısında suskunluğunu devam ettirenlerin süsü de çok!
Dış mihraklar, terör destekçiliği, gayrimillîlik, Anayasa’nın yetersizliği…
Hakikaten konuşacak hatta iyi konuşacak biri için bunların hiçbiri bir neden teşkil etmez bilakis bir bahaneden öteye geçemez.
Her aklıevvel ve bilgisinden emin kişi bilir ki diyalogla ve yasalarla çerçevelenen bir demokrasi düzleminde tartışılıp da çözülemeyecek mesele yoktur!
Sus, aslında süstür! Yetersiz kişilerin yeterli tepki koyamamaları eksikliğini kapatmak için icat ettikleri bir süs!
Nasrettin Hoca’nın ibretlik fıkralarından belki de en hisse çıkarılanı “ye kürküm ye” fıkrası olmuştur. Bu kadar görünüşe tutkun olma hissiyatını başka türlü açıklamak pek mümkün değildir.
Aynı kişiler konuştuğundaysa genellikle bir hayal kırıklığı yaşanıyor. Öyle ya, bu kadar şık giyinen insan bu kadar özensiz nasıl konuşur?! Konuşur elbet! Neoliberal politikaların getirdiği kolay para kazanma imtiyazını sonuna kadar değerlendirenler, aynı politikanın fevkalade rahat bir yola soktuğu bilgiye erişime gereken rağbeti göstermiyorlar.
Neticede keşke konuşmasalar, heykel gibi dursalar diye iç geçirenlerin sayısı yadırganmayacak derecede artıyor!
Onlar da bu kamuoyunun farkındalar çünkü zekiler. Konuşmayı, özellikle de iyi konuşmayı tercih etmiyorlar. Sadece kendilerine mikrofon uzatıldığında meramlarını anlatacak düzeyde cümle kurabiliyorlar, bu da onlara kâfi geliyor.
İyi konuşmayı öncelikli tercih görmeyenlerin, belagat ve hitabet hususunda kendilerini geliştirmeyi angaryadan saymaları şaşılacak bir durum farzedilmemelidir.
Bir yanda süs var öte yanda sus! Esasında ikisi de bir yanda, birbirlerinden farkları yok!
O iyi giyinen ama kötü konuşan insanların süsteki iddiası birçok noktada susmadaki kararlılıklarından beslenmiyor mu?!
Anayasa Mahkemesi kararlarının hiçe sayılıp uygulanmaması karşısında suskunluğunu devam ettirenlerin süsü de çok!
Dış mihraklar, terör destekçiliği, gayrimillîlik, Anayasa’nın yetersizliği…
Hakikaten konuşacak hatta iyi konuşacak biri için bunların hiçbiri bir neden teşkil etmez bilakis bir bahaneden öteye geçemez.
Her aklıevvel ve bilgisinden emin kişi bilir ki diyalogla ve yasalarla çerçevelenen bir demokrasi düzleminde tartışılıp da çözülemeyecek mesele yoktur!
Sus, aslında süstür! Yetersiz kişilerin yeterli tepki koyamamaları eksikliğini kapatmak için icat ettikleri bir süs!