End
Üye
- Katılım
- 21 Ocak 2021
- Mesajlar
- 972
- Tepkime puanı
- 51
- Puanları
- 18
- Cinsiyet
- Medeni Hali
- Memleket
- 19 ÇORUM
- Takım
- Fenerbahçe
- Burç
- Kova
- Mesleği
- Muhasebe
İtibar:
Hani herkesin birbirine, doktora, hemşireye, öğretmene, komşusuna, hasta olan insanlara, cenazeye, yaşanan bir kayba ya da acıya saygı ve sevgiyle yaşadığımız günler vardı. İşte o dönemlerden hastanelerde benim de aklımda kalan bir foto vardı. Hatırlar mısınız bilmem ama o şahane hemşirenin parmağını dudaklarına götürmüş,susun, 'SESSİZ OLUN' diye çekilmiş fotosu bulunduğun yerde nasıl davranılması gerektiğini anlatıyordu. Kısa ve öz bir anlatım. Gürültü yapanlara şişştt diyip fotoğraf gösterildiğinde susardı herkes. Bırakın, sessizlik içinde herkes görevini yapsın.
Bu güzel değerler unutuldu ama insanlarda kendini ve nasıl yaşanması gerektiğini unuttu.Unutturulmaya da çalışılıyor gibi. Öfke ve kızgınlık içinde bağırıp çağıran insanlarla dolup taştık.İnsanlar sanki her an patlamaya hazır.Bir kıvılcım çıksın da içimdeki birikmiş öfkeyi dışarı atsam diye bekliyorlar. Sanki seslerini yükselttiğinde, hakaret ettiğinde istediklerini hemen yaptıracak, bağırdığı için haklı olacak ve herkesi sindirebilecek zannediyorlar. Buna da maalesef güç ,güçlü olmak diyorlar. Esas bu kişilerin biraz susması ve insanlar üzerinden değil de yaşamda farklı şekillerde öfkesini boşaltması ve yönetmeyi öğrenmesi gerekiyor.
Hayat içinde trafiğin, yapılan inşaatların, haberlerin gürültüsü zaten fazlasıyla var. Üzerine bir de insanların yaşamda sergiledikleri yüksek sesli şovlar var. Peki ne yapacağız? Kaçacak mıyız? Onlar bağırıyor diye biz de mi bağırmaya başlayacağız? Yaşanan ve yaşatılan bu gürültülerle stres altında gerginlik içinde yaşamak bir zorunluluk mu olacak? Bütün gün bunları yaşadıktan sonra eve dönüşün nasıl yorgun, bitkin,stresli olmaz ki? Eğer bir de evde de stresli ve gergin birileri varsa kaos gibi yaşanan hikayeler içinde, nasıl sağlıklı, keyifli hayattan zevk alarak yaşanabilir?
Devamlı enerji tüketim merkezinde yaşam enerjinizi tüketmeye ne kadar devam edeceksiniz?
Bütün bunlar nasıl yönetilecek?
Hayat içindeki sessizliği nasıl sağlayacaksınız? İşte buradaki tüm seçimler size ait olacak. Hangi saatlerde trafikte olmayı seçmek, insanlara gerekli tepkiyi sakince verebilmek, sana iyi gelmeyen kişilerden uzak durmak, oturduğunuz semti seçmek, çalıştığınız iş yerinizdeki huzur ya da huzursuzluk, yanı başınızda yapılan inşaatları,çıkardığı sesleri maalesef ki kabullenmek ve bir gün bitecek diye kendinizi sakinleştirmek ya da her gün söylenmek, kızmak, gergin olmak ya da kendinizi iyi hissedeceğiniz alanlar yaratmak! Her biri bir seçim. Sizin seçimleriniz, ne olursa, ne görmeyi ne yapmayı, nasıl davranmayı seçerseniz kendinize yaşatacağınız hayat da o olacak.
Bu gürültüler içinde yaşarken bizim bu hafta ki konumuz ise;
İç dünyanızdaki gürültüyü susturmak, sessize almak,sakinleşmek, dengelenmek
Belki sizler iç dünyanızı sessize alırsanız, dış dünyanızda da ihtiyacınız olan değişimi hayatın akışında kalarak kendinize yaşatabilirsiniz. Belki de şu an dışarıdaki o gürültüde, iç dünyanızın yansımasını kendinize yaşatıyorsunuzdur Hayatın içinde yaşadığın gürültü aslında senin zihninin gürültüsü olabilir mi? Bir bakmışsınız iç sessizlik sağlandığı an da dış dünyanızda iyileşmiş.Bence denemelisiniz. Sonra bana hikayelerinizi anlatırsınız.
Şimdi kendinizin o hemşire gibi bir fotosunu çekin. Yatak odanızda baş ucunuza , salonunuza, çalıştığınız masanın üstüne koyun hatta telefonunuzda ekran resmi yapın. Kendinize bir mesajınız olsun bu foto. Ya da hatırlatıcı küçük notlar yazın kendinize.
Zihnini sustur, sakinleş, nefes al, hareket et, su iç, düşüncelerin yönünü değiştir, farklı bak. Bakış açını değiştir. Sana iyi gelen düşünce ne? Bugün kendin için neyi seçiyorsun? Bedenin için ne yapacaksın? Gibi bazen sorular sorduğunuz, bazen de yapmanız gerekenleri yazdığınız küçük notlar olsun.
Zihnindeki, yaşamındaki, ilişkilerindeki seni rahatsız eden gürültüyü sustur. Yüksek sesle konuşmayı bırak, sakinleş. Senin yanında kimsenin sesini yükselterek konuşmasına da izin verme. Geçmişten hikayeler gelirse aklına bir bulut gibi bırak, gökyüzünden kayboluşunu izle. Senin verdiğin anlam kadardır o hikayeler ya da sen o anlamları verdiğin içindir o kişiler. Yüklediğin anlamları, beklentileri değiştir. Senin istediğin gibi sana davranmadıkları için kızmıyorsun, sen hayır dur diyemediğin için kızgınsın ve hala o geçmişte kalıp olayları çözmeye çalışıyorsun. Bırak gitsin. Yaşandı ve bitti de. Yola devam et.
Geçmişle yaşadıkça, o geçmiş bilgiyi, enerjiyi bugüne taşıyorsun. Yeni insanlara da aynı şekilde bakıyorsun. Yeni deneyimlerinin içine daha yaşanmadan endişe,şüphe, korku yerleştiriyorsun. Çünkü geçmişte öyle olmuştu diyorsun.
Zihnin devamlı konuşuyor.
Ya olursa, ya olmazsa, ya yapamazsam, ya gidemezsem, ya param kalmazsa, ya iş gelmezse, ya beni terk ederse diye içindeki konuşan onlarca, yüzlerce senle, büyük bir gürültü alanı yaratıyorsunuz. Buna her şeyi dahil et. Giyeceklerin, yiyeceklerin, saçın, görüntün, toplantıların konuşmaların, kazançların, kayıpların, sağlığın,hastalığın, taşınman,alacakların, gelecek korkun ve bir çok şey her konu için bir düşüncen oluyor. Bunlar bir de olumsuz olursa sence iç dünyanda bir arazi içinde koca bir inşaat çalışmıyor mudur? Sence gürültülü bir zihin bu hayatı nasıl yaşayabilir? Nasıl yaratımlar yapabilir?
Gündüzü ayrı gecesi ayrı. Çünkü gece yatarken de bunların sonuçlarıyla yatıyorsun. Dinlenmedim, uyuyamadım,başım ağrıyor, off çok sıcak, telefon durmadı , yarın o işim ne olacak, ne giyeceğim vs diye bir gece yaşarsan işte o inşaat 7/24 durmuyor demek ki Durum böyle olunca sabah nasıl mutlu ve keyifli kalkabilirsin ki?
Bütün bunların üzerine size söylenenler, yapılan eleştiriler, beyin yıkayan izlediğiniz tv programları, enerjinizi çalan, motivasyonunuzu bozan okuduğunuz hikayeler, tüketim çılgınlığı içinde yapılan alış verişler, en yakın arkadaşlarınızın yaşadığı üzüntüleri ya bana da olursa diye duyduğunuz endişeler, korkular, acıtasyon yaratan müzikler dinlemeyi de ekleyin. Zihin alanındaki inşaat ne oldu? Ne zaman bitecek bu inşaat çalışması?
Spor yapıyorum diyorsun ya da yürüyüşe çıkıyorsun kulağında çalan gümbür gümbür müzikle zihnin dinlenebilir mi? Bedeninin farkındalığında kalarak sporunu, yürüyüşünü gürültü içinde ne kadar sağlıklı ve verimli yapabilirsin? Müzik sadece örnek sen yaşadıklarını ekleyebilirsin. Kalabalık bir orduyla yürüyüşe çıktığını hayal et. Zihnindeki tüm o kişilerle savaşın işte o kalabalık ordun. İçsel konuşmaları da eklersek, off bu ne zor hayat diyelim mi? Kendine ne yaptığını görebiliyor musun?
Bedenini tıka basa ağır yiyeceklerle doldururken bedenin dinlenebilir mi?
Hayat beni yordu üzdü diyip dururken gerçekten bak bakalım hayat mı yoksa senin seçimlerin mi, bakış açın mı, dirençlerin mi, değişimi ret edişlerin mi seni üzüp yoruyor.
İşte tam da böyle yaşarken tatile gitmek zorundayım gibi hissediyorsunuz.Çünkü zihin de beden de artık, yeter!sus! dur ! yetti diyip duruyor. DİNLENELİM diyor .Tatile bütün bu donanımla, inşaat alanındaki makineler çalışır vaziyette giderseniz nasıl dinlenebilirsiniz?
Toksik olan hayatlar zihinde yaşanmaya başlar. Duygularda, düşüncelerde, inançlarda, bakış açılarında yaşanır.. 1 haftalık tatilde hadi bıraktınız her şeyi diyelim, döndüğünüzde ne olacak?
İŞTE BU YÜZDEN HAYATI TATİL TADINDA YAŞAMAK İÇİN, KENDİNİZE FORMAT ATMALI, YENİDEN HAYATINIZDA HER ŞEYİ İNŞA ETMELİSİNİZ.
SESSİZE ALDIM DÜNYAMI diyebilir misiniz?
Hayatındaki gürültüyü sustur.Şimdi başla. Düşünmeyi bırakamazsın ama yönünü değiştirebilirsin. Kendinle yüzleşmekten kaçma, hayatında bir insan kalabalığı yaratıp çözmen gereken durumlardan kaçma, saklanma. Cesaretle bak her durumuna. Sana iyi gelmeyen her şeyi ayıkla hayatından. Duygular düşünceler inançlar her varsa bak ve bırakman gerekeni bırak. Yenisini ekle hayatına.
Yola nasıl devam edeceksin? Gücünü neye vereceksin? Nerede kararlı ve net olman gerekli? Hangi düşünceler, duygular davranışlar sana iyi gelmiyor neler iyi geliyor? Neyi bırakacak özgürleşeceksin? İstemediğin ne, istediklerin ne? İsteklerin için hangi farklı adımları atacaksın? Hangi iletişim ve bilinçte olan, sana nasıl davranan, senin nasıl davrandığın, sana iyi hissettirecek nasıl insanlar olsun hayatında?
Sessiz anlar yarat hayat içinde kendine. Kendinle baş başa kaldığın, duygularının farkına vardığın ve değiştirme gücünün sende olduğunu bildiğin ve değişimi başlattığın anlar yarat. Kendinle zaman geçir. Kendine özen göster. Her gün küçük molalar ver. Şimdi dinlenme zamanım de. 10 dakika sessizlik içinde kal. Telefonları sessize al. Her anlamda bu 10 dakikayı desteklediğin şekilde eylemlerde bulun. Hangi düşünceler bir anda sana gelmeye başladı bak, gör, dinle kendini. Yarım kalmış işler mi kafanda dönüp duruyor tamam sonrasında hemen bitir o işleri. Rahatlat kendini.
Bol bol derin nefesler al.Enerjini temiz tut. Dengeni koru. Dedikodu yapma. Başka hayatlar hakkında konuşma. Kim ne yaparsa yapsın nasıl yaşarsa yaşasın herkesin kendi deneyimi de, geç. Sen kendine iyi davran iyi bak, güzel beslen, ruhuna iyi gel. Birbirinizi desteklediğiniz,beslediğiniz güzel insanlar seç hayatına. Başka insanlarda sana iyi gelsin, sende başkalarına iyi gelen iyi hissettirenlerden ol. Güzel bir hikaye yarat kendine. Gürültüyü bastırma, yok sayma artık gürültüyü sustur. Ruhunda sana iyi gelen huzur veren muhteşem bir müzik çalsın. Güvende hissettiğin bir hayat kur kendine.
Hayatının yeni resmini çiz. Bugün çiz.Madde madde yaz her şeyi. Şimdi yap.
Bir hafta, bir ay dene bunu, aradaki farkı göreceksin. Bu sessizlik, hayata, yaşananlara sessiz kal demek değil. Şişşt sessiz ol derken , içsel gürültünü sustur, söylenmeyi, kafanda hikayeler kurup öfkelenmeyi, geçmişte yaşamayı, ne olacağını bile bilmediğin bir gelecek için endişelenmeyi korkmayı bırakıp yaşamın sana sunduğu mucizeye tanıklık yap diyorum. Hayatın güzelliklerini gör. Sana verilen armağanların farkına var. Hayat içinde sorunların içinde kaybolma. Farkındalıkla yaşa. An da kal ve anlarını yönet. Olumsuzluk yaratan her şey için farklı davran, bakış açını değiştir. Ne yaparsam bu olumsuzluğun üzerine çıkar kendimi iyi hissetmeye başlarım? de. Sen soruyu sor, cevap zaten gelecek. Hayat içinde eğlenmek için arayışlarda bulun diyorum, işte bu yüzden şişşt sessizlik.
BİRAZ PAUSE TUŞUNDA KAL. SÜREYİ SEN BELİRLE. SONRA YİNE PLAY TUŞUNA BAS VE DEVAM ET YOLA. İNAN DAHA KARARLI DAHA SAKİN DAHA DENGEDE DAHA HUZURLU VE GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE YENİLENDİĞİNİ SEN DE GÖRECEKSİN.
Zihnin sakinleştikçe, gürültü azaldıkça, kim olduğunu, ne istediğini daha iyi görecek anlayacaksın.Yaratım enerjin çok daha hızlı çalışacak. Sessiz sakin bir zihinle kalbinden gelen o iç sesini çok daha rahat duyacak sezgilerinle birlikte hareket etmeye başlayacaksın. Doğru zamanda, doğru yerde, doğru insanlarla olacaksın.
Kendi oyunlarını, rollerini iyi belirle. Kendine zaman ayır. Kendini daha çok sev. Sana iyi gelen ne varsa onu yap. Tatil tadında bir hayat yaşayabilirsin. Yaşat bunu kendine. İşte o zaman, tatile, seyahate çıktığında gerçek anlamda dinlenmiş, yenilenmiş olacaksın.
Bugün çok güzel bir gün.
Yeni hikayelerinle sen de kendine, çok güzel bir gün ve çok güzel hayat yaşatmak için neyi bekliyorsun?
Seç, yarat, yaşa...
Temmuz ayı ,hepimize şans, bereket,mutluluk ve güzellikler getirsin.
Gülümse güzel insan, hayat seni eğlenmeye ve güzel deneyimler yaşatmaya davet ediyor.
Birlikte kendi mucizelerimizi yaratabiliriz. İster, seçer, izin verir ve kabul edersen tabi ki.
Işık ve sevgiyle kalın, her zaman parıldayın.
Bu güzel değerler unutuldu ama insanlarda kendini ve nasıl yaşanması gerektiğini unuttu.Unutturulmaya da çalışılıyor gibi. Öfke ve kızgınlık içinde bağırıp çağıran insanlarla dolup taştık.İnsanlar sanki her an patlamaya hazır.Bir kıvılcım çıksın da içimdeki birikmiş öfkeyi dışarı atsam diye bekliyorlar. Sanki seslerini yükselttiğinde, hakaret ettiğinde istediklerini hemen yaptıracak, bağırdığı için haklı olacak ve herkesi sindirebilecek zannediyorlar. Buna da maalesef güç ,güçlü olmak diyorlar. Esas bu kişilerin biraz susması ve insanlar üzerinden değil de yaşamda farklı şekillerde öfkesini boşaltması ve yönetmeyi öğrenmesi gerekiyor.
Hayat içinde trafiğin, yapılan inşaatların, haberlerin gürültüsü zaten fazlasıyla var. Üzerine bir de insanların yaşamda sergiledikleri yüksek sesli şovlar var. Peki ne yapacağız? Kaçacak mıyız? Onlar bağırıyor diye biz de mi bağırmaya başlayacağız? Yaşanan ve yaşatılan bu gürültülerle stres altında gerginlik içinde yaşamak bir zorunluluk mu olacak? Bütün gün bunları yaşadıktan sonra eve dönüşün nasıl yorgun, bitkin,stresli olmaz ki? Eğer bir de evde de stresli ve gergin birileri varsa kaos gibi yaşanan hikayeler içinde, nasıl sağlıklı, keyifli hayattan zevk alarak yaşanabilir?
Devamlı enerji tüketim merkezinde yaşam enerjinizi tüketmeye ne kadar devam edeceksiniz?
Bütün bunlar nasıl yönetilecek?
Hayat içindeki sessizliği nasıl sağlayacaksınız? İşte buradaki tüm seçimler size ait olacak. Hangi saatlerde trafikte olmayı seçmek, insanlara gerekli tepkiyi sakince verebilmek, sana iyi gelmeyen kişilerden uzak durmak, oturduğunuz semti seçmek, çalıştığınız iş yerinizdeki huzur ya da huzursuzluk, yanı başınızda yapılan inşaatları,çıkardığı sesleri maalesef ki kabullenmek ve bir gün bitecek diye kendinizi sakinleştirmek ya da her gün söylenmek, kızmak, gergin olmak ya da kendinizi iyi hissedeceğiniz alanlar yaratmak! Her biri bir seçim. Sizin seçimleriniz, ne olursa, ne görmeyi ne yapmayı, nasıl davranmayı seçerseniz kendinize yaşatacağınız hayat da o olacak.
Bu gürültüler içinde yaşarken bizim bu hafta ki konumuz ise;
İç dünyanızdaki gürültüyü susturmak, sessize almak,sakinleşmek, dengelenmek
Belki sizler iç dünyanızı sessize alırsanız, dış dünyanızda da ihtiyacınız olan değişimi hayatın akışında kalarak kendinize yaşatabilirsiniz. Belki de şu an dışarıdaki o gürültüde, iç dünyanızın yansımasını kendinize yaşatıyorsunuzdur Hayatın içinde yaşadığın gürültü aslında senin zihninin gürültüsü olabilir mi? Bir bakmışsınız iç sessizlik sağlandığı an da dış dünyanızda iyileşmiş.Bence denemelisiniz. Sonra bana hikayelerinizi anlatırsınız.
Şimdi kendinizin o hemşire gibi bir fotosunu çekin. Yatak odanızda baş ucunuza , salonunuza, çalıştığınız masanın üstüne koyun hatta telefonunuzda ekran resmi yapın. Kendinize bir mesajınız olsun bu foto. Ya da hatırlatıcı küçük notlar yazın kendinize.
Zihnini sustur, sakinleş, nefes al, hareket et, su iç, düşüncelerin yönünü değiştir, farklı bak. Bakış açını değiştir. Sana iyi gelen düşünce ne? Bugün kendin için neyi seçiyorsun? Bedenin için ne yapacaksın? Gibi bazen sorular sorduğunuz, bazen de yapmanız gerekenleri yazdığınız küçük notlar olsun.
Zihnindeki, yaşamındaki, ilişkilerindeki seni rahatsız eden gürültüyü sustur. Yüksek sesle konuşmayı bırak, sakinleş. Senin yanında kimsenin sesini yükselterek konuşmasına da izin verme. Geçmişten hikayeler gelirse aklına bir bulut gibi bırak, gökyüzünden kayboluşunu izle. Senin verdiğin anlam kadardır o hikayeler ya da sen o anlamları verdiğin içindir o kişiler. Yüklediğin anlamları, beklentileri değiştir. Senin istediğin gibi sana davranmadıkları için kızmıyorsun, sen hayır dur diyemediğin için kızgınsın ve hala o geçmişte kalıp olayları çözmeye çalışıyorsun. Bırak gitsin. Yaşandı ve bitti de. Yola devam et.
Geçmişle yaşadıkça, o geçmiş bilgiyi, enerjiyi bugüne taşıyorsun. Yeni insanlara da aynı şekilde bakıyorsun. Yeni deneyimlerinin içine daha yaşanmadan endişe,şüphe, korku yerleştiriyorsun. Çünkü geçmişte öyle olmuştu diyorsun.
Zihnin devamlı konuşuyor.
Ya olursa, ya olmazsa, ya yapamazsam, ya gidemezsem, ya param kalmazsa, ya iş gelmezse, ya beni terk ederse diye içindeki konuşan onlarca, yüzlerce senle, büyük bir gürültü alanı yaratıyorsunuz. Buna her şeyi dahil et. Giyeceklerin, yiyeceklerin, saçın, görüntün, toplantıların konuşmaların, kazançların, kayıpların, sağlığın,hastalığın, taşınman,alacakların, gelecek korkun ve bir çok şey her konu için bir düşüncen oluyor. Bunlar bir de olumsuz olursa sence iç dünyanda bir arazi içinde koca bir inşaat çalışmıyor mudur? Sence gürültülü bir zihin bu hayatı nasıl yaşayabilir? Nasıl yaratımlar yapabilir?
Gündüzü ayrı gecesi ayrı. Çünkü gece yatarken de bunların sonuçlarıyla yatıyorsun. Dinlenmedim, uyuyamadım,başım ağrıyor, off çok sıcak, telefon durmadı , yarın o işim ne olacak, ne giyeceğim vs diye bir gece yaşarsan işte o inşaat 7/24 durmuyor demek ki Durum böyle olunca sabah nasıl mutlu ve keyifli kalkabilirsin ki?
Bütün bunların üzerine size söylenenler, yapılan eleştiriler, beyin yıkayan izlediğiniz tv programları, enerjinizi çalan, motivasyonunuzu bozan okuduğunuz hikayeler, tüketim çılgınlığı içinde yapılan alış verişler, en yakın arkadaşlarınızın yaşadığı üzüntüleri ya bana da olursa diye duyduğunuz endişeler, korkular, acıtasyon yaratan müzikler dinlemeyi de ekleyin. Zihin alanındaki inşaat ne oldu? Ne zaman bitecek bu inşaat çalışması?
Spor yapıyorum diyorsun ya da yürüyüşe çıkıyorsun kulağında çalan gümbür gümbür müzikle zihnin dinlenebilir mi? Bedeninin farkındalığında kalarak sporunu, yürüyüşünü gürültü içinde ne kadar sağlıklı ve verimli yapabilirsin? Müzik sadece örnek sen yaşadıklarını ekleyebilirsin. Kalabalık bir orduyla yürüyüşe çıktığını hayal et. Zihnindeki tüm o kişilerle savaşın işte o kalabalık ordun. İçsel konuşmaları da eklersek, off bu ne zor hayat diyelim mi? Kendine ne yaptığını görebiliyor musun?
Bedenini tıka basa ağır yiyeceklerle doldururken bedenin dinlenebilir mi?
Hayat beni yordu üzdü diyip dururken gerçekten bak bakalım hayat mı yoksa senin seçimlerin mi, bakış açın mı, dirençlerin mi, değişimi ret edişlerin mi seni üzüp yoruyor.
İşte tam da böyle yaşarken tatile gitmek zorundayım gibi hissediyorsunuz.Çünkü zihin de beden de artık, yeter!sus! dur ! yetti diyip duruyor. DİNLENELİM diyor .Tatile bütün bu donanımla, inşaat alanındaki makineler çalışır vaziyette giderseniz nasıl dinlenebilirsiniz?
Toksik olan hayatlar zihinde yaşanmaya başlar. Duygularda, düşüncelerde, inançlarda, bakış açılarında yaşanır.. 1 haftalık tatilde hadi bıraktınız her şeyi diyelim, döndüğünüzde ne olacak?
İŞTE BU YÜZDEN HAYATI TATİL TADINDA YAŞAMAK İÇİN, KENDİNİZE FORMAT ATMALI, YENİDEN HAYATINIZDA HER ŞEYİ İNŞA ETMELİSİNİZ.
SESSİZE ALDIM DÜNYAMI diyebilir misiniz?
Hayatındaki gürültüyü sustur.Şimdi başla. Düşünmeyi bırakamazsın ama yönünü değiştirebilirsin. Kendinle yüzleşmekten kaçma, hayatında bir insan kalabalığı yaratıp çözmen gereken durumlardan kaçma, saklanma. Cesaretle bak her durumuna. Sana iyi gelmeyen her şeyi ayıkla hayatından. Duygular düşünceler inançlar her varsa bak ve bırakman gerekeni bırak. Yenisini ekle hayatına.
Yola nasıl devam edeceksin? Gücünü neye vereceksin? Nerede kararlı ve net olman gerekli? Hangi düşünceler, duygular davranışlar sana iyi gelmiyor neler iyi geliyor? Neyi bırakacak özgürleşeceksin? İstemediğin ne, istediklerin ne? İsteklerin için hangi farklı adımları atacaksın? Hangi iletişim ve bilinçte olan, sana nasıl davranan, senin nasıl davrandığın, sana iyi hissettirecek nasıl insanlar olsun hayatında?
Sessiz anlar yarat hayat içinde kendine. Kendinle baş başa kaldığın, duygularının farkına vardığın ve değiştirme gücünün sende olduğunu bildiğin ve değişimi başlattığın anlar yarat. Kendinle zaman geçir. Kendine özen göster. Her gün küçük molalar ver. Şimdi dinlenme zamanım de. 10 dakika sessizlik içinde kal. Telefonları sessize al. Her anlamda bu 10 dakikayı desteklediğin şekilde eylemlerde bulun. Hangi düşünceler bir anda sana gelmeye başladı bak, gör, dinle kendini. Yarım kalmış işler mi kafanda dönüp duruyor tamam sonrasında hemen bitir o işleri. Rahatlat kendini.
Bol bol derin nefesler al.Enerjini temiz tut. Dengeni koru. Dedikodu yapma. Başka hayatlar hakkında konuşma. Kim ne yaparsa yapsın nasıl yaşarsa yaşasın herkesin kendi deneyimi de, geç. Sen kendine iyi davran iyi bak, güzel beslen, ruhuna iyi gel. Birbirinizi desteklediğiniz,beslediğiniz güzel insanlar seç hayatına. Başka insanlarda sana iyi gelsin, sende başkalarına iyi gelen iyi hissettirenlerden ol. Güzel bir hikaye yarat kendine. Gürültüyü bastırma, yok sayma artık gürültüyü sustur. Ruhunda sana iyi gelen huzur veren muhteşem bir müzik çalsın. Güvende hissettiğin bir hayat kur kendine.
Hayatının yeni resmini çiz. Bugün çiz.Madde madde yaz her şeyi. Şimdi yap.
Bir hafta, bir ay dene bunu, aradaki farkı göreceksin. Bu sessizlik, hayata, yaşananlara sessiz kal demek değil. Şişşt sessiz ol derken , içsel gürültünü sustur, söylenmeyi, kafanda hikayeler kurup öfkelenmeyi, geçmişte yaşamayı, ne olacağını bile bilmediğin bir gelecek için endişelenmeyi korkmayı bırakıp yaşamın sana sunduğu mucizeye tanıklık yap diyorum. Hayatın güzelliklerini gör. Sana verilen armağanların farkına var. Hayat içinde sorunların içinde kaybolma. Farkındalıkla yaşa. An da kal ve anlarını yönet. Olumsuzluk yaratan her şey için farklı davran, bakış açını değiştir. Ne yaparsam bu olumsuzluğun üzerine çıkar kendimi iyi hissetmeye başlarım? de. Sen soruyu sor, cevap zaten gelecek. Hayat içinde eğlenmek için arayışlarda bulun diyorum, işte bu yüzden şişşt sessizlik.
BİRAZ PAUSE TUŞUNDA KAL. SÜREYİ SEN BELİRLE. SONRA YİNE PLAY TUŞUNA BAS VE DEVAM ET YOLA. İNAN DAHA KARARLI DAHA SAKİN DAHA DENGEDE DAHA HUZURLU VE GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE YENİLENDİĞİNİ SEN DE GÖRECEKSİN.
Zihnin sakinleştikçe, gürültü azaldıkça, kim olduğunu, ne istediğini daha iyi görecek anlayacaksın.Yaratım enerjin çok daha hızlı çalışacak. Sessiz sakin bir zihinle kalbinden gelen o iç sesini çok daha rahat duyacak sezgilerinle birlikte hareket etmeye başlayacaksın. Doğru zamanda, doğru yerde, doğru insanlarla olacaksın.
Kendi oyunlarını, rollerini iyi belirle. Kendine zaman ayır. Kendini daha çok sev. Sana iyi gelen ne varsa onu yap. Tatil tadında bir hayat yaşayabilirsin. Yaşat bunu kendine. İşte o zaman, tatile, seyahate çıktığında gerçek anlamda dinlenmiş, yenilenmiş olacaksın.
Bugün çok güzel bir gün.
Yeni hikayelerinle sen de kendine, çok güzel bir gün ve çok güzel hayat yaşatmak için neyi bekliyorsun?
Seç, yarat, yaşa...
Temmuz ayı ,hepimize şans, bereket,mutluluk ve güzellikler getirsin.
Gülümse güzel insan, hayat seni eğlenmeye ve güzel deneyimler yaşatmaya davet ediyor.
Birlikte kendi mucizelerimizi yaratabiliriz. İster, seçer, izin verir ve kabul edersen tabi ki.
Işık ve sevgiyle kalın, her zaman parıldayın.