nurettin_38
Üye
- Katılım
- 19 Haz 2023
- Mesajlar
- 12,835
- Tepkime puanı
- 1
- Puanları
- 1
İtibar:
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kur Korumalı Mevduat'tan (KKM) gelecek yıl tamamen çıkışın beklendiğini söyledi. Kaynak ihtiyacının iç piyasadan karşılandığını aktaran Şimşek, "Sıcak para peşinde değiliz. Sıcak paranın tehlikelerinin farkındayız." diye konuştu. Suriyelilerin ve yabancıların vergi vermek zorunda olduğunu anlatan Maliye Bakanı, uyguladıkları programa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın desteği olduğunu vurgularken, "Bu programı kararlılıkla uyguluyoruz. Cumhurbaşkanımızın tam desteği var, tam desteği de göreceksiniz." dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, TBMM'de bakanlığının bütçesi için konuştu.
Küresel ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Şimşek, özellikle küresel büyümenin ana motorlarından biri olan ticaretteki yavaşlamanın kaygı verici olduğunu dile getirdi.
"KÜRESEL FAİZ İNDİRİMLERİ BEKLİYORUZ'
Enflasyonla mücadele nedeniyle sıkılaşan finansal koşulların gevşemeye başladığını, özellikle de gelecek yılın ikinci yarısından sonra küresel faiz indirimlerinin başlamasının beklendiğini anlatan Şimşek, "Bu, bizim programımız açısından da olumludur. Çünkü 2024 yılında gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımları muhtemelen daha olumlu olacaktır. Ayrıca salgın sonrası hızla artan emtia fiyatları da yılbaşından bu yana zayıflamaktadır. Böylesine küresel bir konjonktürde büyük ve daha güçlü Türkiye'yi hep birlikte inşa etmek, milletimizin refahını artırmak için çalışıyoruz ve ortaya bir program koyduk." diye konuştu.
"HEDEF FİYAT İSTİKRARI"
Bakan Şimşek, küresel zorlukları Türkiye için bir fırsata dönüştürme çabası içinde olduklarını vurgulayarak şöyle devam etti: "Bunun için öngörülebilirliği artırıyoruz; bunun için en büyük önceliğimiz fiyat istikrarıdır. Bu nedenle Orta Vadeli Program'ın ana hedefi, enflasyonda kalıcı düşüşü sağlamaktır. Çünkü enflasyonu düşürmeden Türkiye'de sürdürülebilir yüksek büyümeyi ve kalıcı refahı sağlayamayız. Büyümede dengelenme, yani iç talebin daha ılımlı, dış talebin olumlu katkı verdiği cari açıkta iyileşme, mali disiplinin yeniden tesisi, rezerv birikimi ve kur korumalı mevduat hesaplarından çıkış, programın diğer öncelikli hedefleridir. Bu hedeflere ulaşmak için haziran ayından bu yana önemli mesafe katettik, adımlar attık, daha uygulamaya koyacağımız tabii ki reformlar var. Bütün bunlar makrofinansal riskleri azaltmıştır. Makrofinansal istikrarımız güçleniyor." Enflasyonla mücadeleye değinen Şimşek, "Kararlıyız, enflasyonu kalıcı olarak düşüreceğiz. Bu, programımızın en öncelikli hedefidir. Bu amaçla başlatılan parasal sıkılaştırma süreci devam ediyor. Seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma adımlarıyla parasal sıkılaştırmayı destekliyoruz. Para, maliye ve gelirler politikaları arasındaki eş güdüm güçlendirilirken önümüzdeki dönemde verimlilik artışı odaklı yapısal dönüşümü önceliklendireceğiz." dedi.
2026'DA TEK HANELİ ENFLASYON Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, ekonomideki dengelenme, Türk lirasına, Türk lirası varlıklarına artan ilgi, rezervlerdeki artış ve bunun istikrarlı seyrinin, enflasyonla mücadeleyi desteklediğini söyledi. Ağustos ayından itibaren aylık enflasyonun düşüş trendine girdiğini dile getiren Şimşek, şöyle konuştu: "Enflasyondaki ivme kaybı çok net bir şekilde ortadadır ve 2024 yılı hedeflerimizle uyumlu bir patikaya doğru evrilmiştir. Nitekim, 12 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentilerine bakarsanız son iki ayda 5 puan gerilemiş ve hedeflerimize yakınsamıştır. Yıllık enflasyon düşüşü, 2024'ün ikinci yarısında kendisini gösterecektir. Enflasyonu önümüzdeki yıl sonunda yüzde 36'ya, 2026 yılında ise tek haneli seviyelere düşürmeyi hedefliyoruz. Piyasa, önümüzdeki yıl ve sonraki hedefleri satın almaya başlamış durumda." Şimşek, "Bu büyüme istihdam yaratıyor mu?" sorusunun önemli olduğunu dile getirerek, verilere göre istihdamın arttığını, işsizliğin tek haneye düştüğünü belirtti. Şimşek, şunları söyledi: "Dünyada çalışma çağındaki nüfus artışı da yavaşlıyor ama Türkiye'de henüz böyle bir risk yok. Son 15 yıla baktığımız zaman çalışma çağındaki nüfus yıllık ortalama yüzde 1,4 artmış. OECD ülkeleri ortalaması 0,4, AB sıfır civarı. Bu durum, gelişmiş ülkelerde potansiyel büyümeyi sınırlıyor ama ülkemiz için önemli bir fırsat penceresi var. Önümüzdeki 15-20 yılı iyi değerlendireceğiz. Çünkü çalışma çağındaki nüfus bizim için büyük bir avantaj. Bu fırsatı iyi değerlendirmek için iş gücü piyasasında ihtiyaç duyulan beceri ve yetkinlikleri artırıyoruz ve bu programları güçlü bir şekilde destekliyoruz. Mesleki eğitim programlarıyla eğitim ve istihdam bağlantısını güçlendiriyoruz. Yeşil ve dijital dönüşümle nitelikli istihdamı artırıyoruz."
Bankacılık sektörünün güçlü olduğunu dile getiren Şimşek, ekonominin sağlıklı büyümesi için sağlıklı bir bankacılık sektörüne ihtiyaç olduğunu; bankacılık sektörünün büyümeye çok önemli katkı sağladığını kaydetti. Şimşek, "Dünya standartlarının çok üstünde bir sermaye yeterlilik oranı söz konusudur. Aktif kalitesi son derece yüksek. Problemli kredilerin toplam kredilere oranı yüzde 1,5 civarı; yüzde 85 de karşılık ayrılmış yani tamamı kayıp olsa bilançoyu etkilemeyecek. Likidite yeterlilik oranı yüzde 162 seviyesindedir yani likiditesi de yüksektir ama bankacılık sektörünün öz kaynak karlılığı iddia edildiği gibi yüksek değil; enflasyonun oldukça da altındadır." değerlendirmesinde bulundu. Hiçbir şekilde finans sektörüne, bankalara karşı özel bir ayrımcılık yapmadıklarını dile getiren Mehmet Şimşek, tam aksine kurumlar vergisini, bankalar, finans sektörü için yüzde 30’a çıkardıklarını söyledi. Şimşek, "Şu anda gündeminizde bir yasa teklifi var. Orada enflasyon muhasebesiyle ilgili madde var. Bankaları dışarıda tutuyoruz ve böylece 70 milyar lira normalde vergi ödemeyecekken verecekler. Onun için en son söyleyeceğiniz şey, bizim büyük iş alemini ve finans sektörünü kayırdığımız hususu olacaktır." dedi. Belli kesimleri ise kayırdıklarını dile getiren Şimşek "Mesela çiftçilerimizi, esnafımızı, sanatkarımızı, çalışanlarımızı kayırıyoruz. Vatandaşlarımızın elektrik ve doğal gaz fiyat artışından korunması için, ihtiyaç sahibi ailelerimizin ısınma amaçlı kömür ihtiyaçlarının karşılanması için, tarımda üreticiler ve tüketiciler için, makul fiyat oluşumu için bir çok ciddi destekler veriyoruz. 2023 yılı kasım sonu itibarıyla vatandaşlarımızın hanelerde kullandığı doğal gazda yüzde 68 sübvansiyon var; elektrikte yüzde 55 sübvansiyon var. Kime var? Vatandaşa var." diye konuştu. TARIM DESTEKLERİ "Tarım sektörüne kaynak aktarılmadığı" şeklinde değerlendirmeler yapıldığını anımsatan Şimşek, 2024 yılı bütçesinde tarıma 384 milyar lira kaynak ayrıldığını söyledi. Tarımsal destek programları için 91,6 milyar lira; tarım sektörü yatırım ödenekleri için 100,6 milyar lira; tarımsal kredi sübvansiyonu, tarım KİT’lerinin finansmanı ve ihracat destekleri için 191,8 milyar lira kaynak tahsis edildiğini dile getiren Şimşek, tarımsal destekleme ödemelerinde kazanç istisnası, zirai amaçlı su teslimlerinde KDV istisnasını getirildiğini hatırlattı. Şimşek, şunları kaydetti: "Tarımsal ürünleri lisanslı depoculuk faaliyetlerinden sağlanan vergisel destekler, küçük ölçekli çiftçilerimize sağladığımız destekler kapsamında 2024 yılında tam 136 milyar lira vergiden vazgeçiyoruz. 2024 yılında tarım sektörüne doğrudan ve dolaylı 520 milyar lira destek vereceğiz; bu, milli gelirin yüzde 1,3’üne tekabül ediyor. 2023 yılında Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla 1,8 milyon çiftçiye 295 milyar lira faiz destekli kredi vermişiz. Bu ne demek biliyor musunuz? Çiftçimiz krediyi alıyor, 100 lira faiz ödemesi gerekirken 30 lirasını ödüyor, 70 lirasını hazine ödüyor. Evet, dolayısıyla çiftçimize en güçlü desteği veriyoruz. 2023 yılında 421 bin esnaf ve sanatkara yaklaşık 153 milyar lira faiz destekli kredi vermişiz."
Şimşek, AB ülkelerinde ortalama kamu borcu oranının yüzde 83, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 67, Türkiye'de ise yüzde 33 civarında olduğunu söyledi. Deprem şokunun 2026 yılına kadar ekonomiyi etkileyeceğini dile getiren Şimşek, "Yaptığımız tahminlere göre, borç stokumuz 2026 yılının sonunda bugün ne ise o civarda olacak. Çünkü bütün dünyada borç önemli bir sorun. Türkiye'de borcun nispeten düşük olması Türkiye'ye fırsatlar da sunuyor." ifadelerini kullandı.
"TL BORÇLANACAĞIZ" Şimşek, Türkiye'nin borçlanma stratejisinin ana unsurları hakkında bilgi vererek, "Önümüzdeki yıl borçlanırken 3 ölçüt çerçevesinde borçlanacağız. Borç stokunun faiz riskini azaltmak amacıyla değişken faizli senetlerin ihraçlarının payını sınırlıyoruz. Borcun döviz kurlarındaki dalgalanmalara karşı duyarlılığını azaltmak için borçlanmayı ağırlıklı olarak TL cinsinden yapacağız. Borcun refinansman riskini azaltmak için vadesine bir yıldan az kalmış senetlerin payını belli bir seviyede tutacağız, yani vadeyi uzatmaya devam edeceğiz." diye konuştu. Şimşek, şu anda sabit faizli iç borçlanmanın 2023 yılı içerisindeki payının yüzde 69, yurt içi döviz cinsi borç stokunun toplam borç stoku içindeki payının kasım itibarıyla yüzde 12 olduğunu, Kasım 2023 itibarıyla iç borçlanmanın ortalama vadesinin 65 ay olarak gerçekleştiğini belirtti. Yüksek enflasyon ortamında faiz harcamalarındaki nominal artışa bakılmaması gerektiğini dile getiren Şimşek, "Son 22 yılda faiz harcamalarının milli gelire oranı ortalama yüzde 5,5 olmuştur. Bu yıl yüzde 2,5, önümüzdeki yıl ise yüzde 3 civarında olacak. Dolayısıyla iddia edildiği gibi faiz harcamalarının mili gelire oranı kontrolden çıkmış değil. Ama bütçe açıklarını kontrol altına alamazsak o zaman haklı olursunuz. Bu nedenle biz tedbir aldık. Biz sadece borçla değil, açığımızı kalıcı, sağlıklı, vergi gelirleriyle finanse etmek, harcamalarımızı kontrol altına almak zorundayız." değerlendirmesinde bulundu. Vergi tabanını büyüteceklerine yönelik açıklaması nedeniyle kendisine yapılan eleştirileri anımsatan Şimşek, "Ben vergi vermeyen, kayıt dışı faaliyet gösterenlerin üzerine gideceğimizi kastettim. Biz zaten asgari ücretliden vergi almıyoruz ki." dedi.
"SURİYELİLER VERGİ VERMEK ZORUNDALAR VE VERİYORLAR" Suriyelilerden vergi alınmadığına yönelik iddiaların doğruyu yansıtmadığını belirten Şimşek, "Ülkemizde bulunan yabancılar, şirket kurarlarsa kurumlar vergisine, işletme açarak şahsi faaliyetlerde bulunuyorlarsa gelir vergisine tabidir. Suriyeli veya başka ülke uyruklu insanlara yönelik herhangi bir vergi istisnası yoktur. Suriyeliler vergi vermek zorundalar ve veriyorlar." ifadelerini kullandı. Türkiye'de kayıt dışı çalışmanın önemli bir konu olduğuna işaret eden Şimşek, bu sorununun sadece Türkiye'deki yabancılarla ilgili olmadığını söyledi. Kayıt dışı oranın yüksek olduğunu dile getiren Şimşek, "Biz kayıt dışı çalışma oranını düşürdük. Yüzde 50'lerden yüzde 27'lere kadar getirdik ama alacağımız daha mesafe var." dedi. Şimşek, yeni iş kuran gençlerden 150 bin liraya kadar olan kazançlarından üç yıl boyunca vergi almadıklarını, Bağ-Kur primlerini bir yıl boyunca devletin ödediğini, hükümet olarak her zaman esnafın ve tüm çalışanlarının yanında olduklarını kaydetti. Dolaylı vergilerin fazla olduğuna yönelik eleştirilere cevap veren Şimşek, şöyle konuştu: "Türkiye'de efektif KDV oranı yüzde 14,4'tür. Ancak burada da adaleti sağlamaya yönelik ilave adımlar attık. Temel gıdada, sosyal konutlarda yüzde 1 KDV uyguluyoruz. Bu adaletli değil mi? Yüzde 1 KDV uygulamasının bize maliyeti 110 milyar lira. Eğitimde, sağlıkta, turizmde, yeme içme hizmetlerinde, tekstilde, tarım makinelerinde, tarımsal sulamada, evlerde kullanılan elektrik gibi birçok alanda indirimli KDV uygulamamız var. Bunların bize yıllık maliyeti 61 milyar lira. Çiftçimizi desteklemek için yem ve gübre üzerindeki KDV'yi sıfırladığımızda yıllık maliyet 49,5 milyar lira. Sadece bu kalemlere bakarsanız 200 milyar lira dolaylı vergiden vazgeçmişiz. Bunları vergide adaleti bir miktar sağlamak için yaptık. Biz özellikle en yüksek vergiyi, kurumlar vergisi oranını bankalara ve finans sektörünün uyguluyoruz. 2023 yılında kurumlar vergisinin tamamının yüzde 24'ü bankalardan tahsil edildi. Bütün kurumlar vergisinin yüzde 24'ü tek başına bankalardan tahsil edildi. Dolayısıyla Meclisimizin gündeminde olan kanun teklifine göre de bankalar bu sene enflasyon muhasebesinden yararlanmayacak ve ilave 70 milyar lira vergi verecekler."
"KARA PARAYLA MÜCADELEYİ KARARLILIKLA SÜRDÜRÜYORUZ" Şimşek, Türkiye'de vergi yükünün yüksek olduğu iddiasının gerçekleri yansıtmadığını söyledi. Türkiye'nin, toplam vergilerde genel vergi yükü sıralamasında yüzde 20,8 ile 38 OECD üyesi ülke arasında en düşük vergi yüküne sahip 3'üncü ülke olduğunu belirten Şimşek, konuşmasına şöyle devam etti: "Türkiye'de vergide temel sorun, dolaylı vergi yükünün yüksekliği değil, dolaysız vergi gelirlerinin yeterli düzeyde olmamasıdır. Ülkemizde gelir ve kazançlar üzerinden alınan vergilerin milli gelir içerisindeki payı yüzde 5,8. OECD ortalaması yüzde 12,3. OECD ortalamasının yarısından az bir oran söz konusu. Bu yılki milli gelirimizle değerlendirirsek, 1 trilyon 650 milyar liraya tekabül eden bir fark var. Peki dolaysız vergiler neden yetersiz? İki temel sebebi var. Birincisi, gelir ve kurumlar vergisinde ciddi istisna ve muafiyetler var. Çiftçimiz, asgari ücretli, esnafımız, bütün kesimler için. Onları topladığınız zaman zaten bu bahsettiğim az önceki farkı önemli ölçüde açıklıyor. İkincisi ise kayıt dışılıktır. Kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanıyla mücadeleyi kararlılıkla yürütüyoruz. 2023 yılında 4 bin 624 dosya kapsamında 14 bin 525 kişi hakkında rapor ve bilgi hazırlanarak, adli makamlar, kolluk ve istihbarat birimleriyle, ilgili kamu idareleriyle bunları paylaştık, destek verdik. Kara parayla, mafyayla mücadele ediyoruz. Bu konuda İçişleri Bakanlığımızın en büyük destekçisi Maliye Bakanlığıdır. Mali Eylem Görev Gücü'nün (FATF) gri listesinden çıkması için de teknik koşulları yerine getiriyoruz." Şimşek, Türkiye'nin 40 FATF standardından 39'uyla uyumlu hale geldiğini, FATF'ın ekim ayındaki toplantısından kendisine gönderilen mektupla bunun somutlaştığını bildirdi. Sadece bir eksiklerinin kaldığını anlatan Şimşek, "Onu da ocak ayında inşallah getireceğiz. Kripto varlıklara ilişkin yasal düzenleme ama bu yeterli olmuyor. Ayrıca, gri listeden çıkmak için uygulamada etkinlik gerekiyor. Uygulamada etkinlik noktasında da çok mesafe katettik ve FATF ile bunları paylaştık. Tabii ki bu bir karardır, bir ülke bile çıkıp itiraz ettiği zaman olmayabiliyor ama inanıyorum ki Türkiye'nin bu ilerlemesi eninde sonunda takdir edilecek. Önümüzdeki yıl inşallah Türkiye gri listeden çıkmış olacak." değerlendirmesinde bulundu. Şimşek, makrofinansal istikrarı sağlamayı, sürdürülebilir yüksek büyümeyi devam ettirmeyi amaçlayan programlarının sonuç vermeye başladığını ancak ne dünyanın ne de Türkiye'nin karşı karşıya olduğu sorunlara kestirme, kolaycı çözümler bulunmadığını, bu programı sabırla, kararlılıkla uygulamaları gerektiğini kaydetti.
Konuşmaların ardından Hazine ve Maliye Bakanlığı ile bağlı kurumların 2024 yılı bütçeleri kabul edildi.