Schengen vizelerindeki sıkıntı devam ediyor. 2022 yılında Türkiye'den yapılan Schengen başvuruların yüzde 35'i eksik evraktan, yüzde 15'i de başka sebeplerle reddedildi. Bazı ülkelerin ret oranları Covid-19 öncesine göre, iki kat arttı. NTV Brüksel Temsilcisi Güldener Sonumut Schengen vizesine yönelik sorunları araştırdı...
Schengen vizesine yönelik olarak sorunların bir AB'ye üye ülkelerin ayağı bulunuyor, bir de Türkiye ayağı bulunuyor. AB'ye üye ülkeler ayağının da iki bölümü var. Bir hizmet sunucu ayağı, bir de konsolosluk ayağı. 1-Hizmet sunucu ayağında Pandemi döneminde vize başvurularında yaşanan azalmaya müteakip olarak VSF gibi kuruluşlar personel azalttılar. Pandeminin sona ermesiyle birlikte personel sayısını artırmaya çalıştılar ancak pandemi dönemi öncesi yani Mart 2020 seviyesine gelemediler. 2- Avrupa Komisyonu, 2022 yılından beri hizmet sunucu firmalar ve taşeronlara cezai mueyide uygulamaya başladı. Özellikle eksik evrak, vize alıp geri dönmeyen üçüncü ülke vatandaşları, eksik tarama vs gibi. Hal böyle olunca, cezai işleme tabi tutulmamak için, taşeron firmalar “kraldan daha kralcı” oldular, aşırı tutucu davranmaya başladılar. 3- Schengen'e üye her bir ülke, vize hizmet sunucu nezdinde kotalı işlem gerçekleştiriyor. Örneğin, Polonya'nın 2022 yılına istinaden kotası günlük 200 işlem idi. Bu ücreti Polonya hükümeti VSF gibi firmalara ödüyor. 4- Gidilecek olan ülkelere göre istenilen belge adedi ve türü çok farklı. 5- Taşeron firmalar teamüller dışında da belge isteme salahiyetine sahip oldukları için, burada bir abartı ya da suistimal de söz konusu oluyor.
AB ÜLKELERİ NEDEN VİZE VERMİYOR? AB'ye üye ülkelerdeki sorunların listesine gelince. - AB'ye üye ülkelerin konsolosluklarında çalışan insan sayısının azalmış olması. Hollanda, Estonya, Fransa gibi taşeron hizmet firmasının denetimden kötü not aldığı gerekçesiyle evrak kontrol işlemlerinin yeniden konsoloslukta yapılması. - “Mülteci” kökenli Türk vatandaşlarından duyulan şüphe. - AB ülkelerinden siyasi sığınma talebinde bulunup reddedilmiş olan ve daha sonra Türk vatandaşlığına geçmiş kişilerin işlemlerinin eski kayıtlara göre yapılması. - VSF gibi firmalara günlük işlem kontenjanını düşük tutan ülkeler. Bir de tabii Türkiye ayağı bulunuyor. Bu ayağın Türkiye Cumhuriyetini ilgilendiren kısım ile Türk vatandaşlarından kaynaklanan sorunlar bulunuyor. Önce Türk vatandaşlarından kaynaklanan sorunları listelemek gerekiyor. Bilindiği üzere iki kabul süreci bulunuyor. Birinci kabul süreci vize randevusunu aldıktan sonra aracı firmaya gereken evrakların teslim edilme süreci. Ardından, konsolosluklar üzerinden de vizeyi verme süreci.
BAŞVURULARIN YARISI KABUL EDİLMİYOR İDDİASI AB ülkeleri Türk vatandaşlarının taleplerinin yüzde 50'sini reddediyor şeklindeki yaklaşım hem doğru hem de değil. Bu bölümü de açalım; Aracı kurumlar ve konsolosluklar: Asgari yükümlülükte olan eksik evrakı olan vatandaşların makul süre içerisinde evraklarını tamamlamamaları halinde otomatik olarak işlemi durdurup reddediyor. Keyfi vize talebinde bulunan ve öncelikli ihtiyaç listesinde olmayan kişilerin taleplerini de otomatik olarak reddediyor. Bir de Türkiye'ye geri döneceğinin garanti olmayan kişilerin başvuruları, veya Türkiye ile bağları yeterince “sağlam” olmayan kişilerin talepleri reddediliyor. Bu çerçevede bir değerlendirme yapmak gerekiyorsa eğer, eksik başvuru oranı yüzde 35 puan, yüzde 15 puan da vize ret oranı. Toplam yüzde 50 rakamı çıkıyor.
TÜRKLER VE TÜRKİYE’YLE İLGİLİ SORUNLAR NELER? Türk vatandaşların davranışından kaynaklanan sorunların listesine gelince. - Evrak ve belgelerde eksiklikler.
- Yanlı/eksik beyan
- Ekonomik durumu kısıtlı/mali şartları yerine getirmeme.
- Schengen bölgesinden geri dönmeyenlerin oranında artış görülmesi.
- Schengen ihlallerinin artması. Yani vize süresini geçirdikten sonra dönen kişiler. - AB'ye üye bir ülkede siyasi sığınma başvurusunda bulunup reddedildikten sonra Türk vatandaşlığına geçen yabancı uyruklu kişiler. - Türk vatandaşlarının AB ülkelerine yaptıkları siyasi sığınma başvurusunda yaşanan “olağandışı” artış. Frontex'in rakamlarına göre 2021 yılında sığınma talebinde bulunan Türk vatandaşı sayısı 21 000 civarındaydı. 2022 yılında bu rakam 42 bine ulaştı. - Vize süresinden sonra Türkiye'ye dönüş yapmayanların oranı her sene maalesef yükseliyor. - Sosyal medya paylaşımları izleniyor ve takip ediliyor. Burada yapılan paylaşımlar da incelenerek, kişilerin Türkiye'ye dönme ihtimali olup olmadığı araştırılıyor. - AB ülkelerine yönelik hakarette bulunup vize başvurusu yapanları bazıları da olumsuz istatistiklere takılmıyor değiller. Bir de Türkiye'yi ilgilendiren meseleler var. 1-Ekonomi. Örneğin asgari günlük geçim hesabı 60 euro yani 1500 TL. Hal böyle olunca 1 haftalık vize süresi için 10 günlük geçim parası hesaplanıyor. Bir başka deyişle, başvuruda bulunan kişinin ortalama 45 000 TL geliri olması gerekiyor. Birçok kişi çalışmış olduğu şirket üzerinden başvuruda bulunup, seyahat masrafları da şirket tarafından karşılanacağı için sıkıntı yaşanmıyor. Ancak şirketin vergi borcu, veya maddi durumu da önem teşkil ediyor. 2- “Siyasi sığınma” talebinde bulunanların adedinde yaşanan artış. 3- Beyin göçüne karşı önlem niteliği taşıyan bazı uygulamalar. Avrupa Birliği'ne üye ülkeler, Türkiye'den AB ülkelerine beyin göçü akınını engellemek amacıyla işlemleri ağırdan alıp, AB'ye üye ülkelerdeki şirketlerle kontratlı anlaşması olmasına rağmen belirli oranda kişilere vize vermeyi reddediyor. Türkiye'’nin yasadışı göçü önleme konusunda “yetersiz kaldığı” önyargısı da vize verilmesini etkileyen bir başka unsur.