End
Üye
- Katılım
- 21 Ocak 2021
- Mesajlar
- 972
- Tepkime puanı
- 51
- Puanları
- 18
- Cinsiyet
- Medeni Hali
- Memleket
- 19 ÇORUM
- Takım
- Fenerbahçe
- Burç
- Kova
- Mesleği
- Muhasebe
İtibar:
Daha doğrusu İklim Krizi haberleri bitti. Çok değil daha birkaç ay önce yaşanan seller, uzun süren yüksek hava sıcaklıkları, aşırı hava olayları nedeniyle hemen her haber programında İklim Krizi’ni konuşur olmuştuk. Bu iyi bir şeydi, çünkü krizin çözülebilmesi için önce bilinirliğinin olması gerekiyor. Bu haberler önce biz bireyleri sonra da karar alıcıları harekete geçiren haberlerdi. Şu sıralar korkunç bir savaş yaşıyor Dünya. Elbette gündem bu olmalı ancak maalesef İklim Krizi ciddiyetini koruyor.
Son bir araştırma BBC News tarafından açıklandı. Yeni bir analize göre, bu yıl "önemli bir ısınma eşiği" olan 1,5°C rekor sayıda aşıldı. Bir gün veya bir hafta boyunca değil 2023 ün yaklaşık üçte birine karşılık gelen bir sayıda artış bu. Yani örneğin o gün o kadar sıcak bir gün yaşandı ki; tüm dünyanın ortalaması alındığında o günkü sıcaklık, normal sıcaklığının 1.5 °C üzerinde oldu. Bu 1.5 °C çok mu önemli evet çok önemli. Çünkü Dünyanın en fazla 1.5 °C derece ısınmaya toleransı var. O da artık çok sık yaşanmaya başlandı.
Ne demek bu?
İklim uzmanları uzunca bir zamandır özellikle de son on yıldır, “kırmızı alarm” vererek yaptığı açıklamalarda “eğer ısınma eşiği aşılırsa Dünya herkes için yaşanamaz hale gelecek” uyarılarını yaptılar, yapıyorlar. İşte o eşik aşıldı. Hem de bir kez değil defalarca.
İklim bilimcilere göre 2023’ün en sıcak ayı Eylül ayı oldu. Dünya'nın sanayi öncesi ortalama sıcaklığı Eylül ayında 1,75°C üzerinde oldu ve bir önceki en sıcak Eylül ayına göre tam yarım santigrat derece daha sıcaktı.
İnsan faaliyetleri, özellikle de fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanan sera gazı emisyonları iklimin değişmesine neden oluyor; bunu biliyoruz ama tek nedenin bu olmadığının da altını çiziyor uzmanlar.
Belirli döngülerde doğal olarak değişen Güneş'in yoğunluğu şu anda zirveye yaklaşıyor örneğin, gerçi bu olayın ısınmaya katkısı ancak santigrat derecenin yalnızca birkaç yüzde biri kadardır.
Ocak 2022'deki Hunga Tonga-Hunga Ha'apai volkanik patlaması sebebiyle stratosfere yayılan büyük miktarda su buharı (güçlü bir sera gazı)’nın da katkısı var elbette.
Yada Atlantik Okyanusu'na savrulan Sahra tozu, daha fazla güneş ışığının okyanus yüzeyine ulaşmasını ve ısınmasını sağlıyor; bu da muhtemelen bu yıl kaydedilen olağanüstü Kuzey Atlantik deniz yüzeyi sıcaklıklarına katkıda bulunuyor .
Bu doğal iklim değişikliklerinin en büyük etkeni ise, birkaç yılda bir meydana gelen ve Pasifik Okyanusu'ndan atmosfere ısı patlaması içeren El Nino olgusudur. 2023'teki küresel sıcaklık artışına bir katkının da El Nino’dan geldiğinin de altını çizelim.
Tüm bu verilerden anlaşılıyor ki, doğal olaylar milyarlarca yıldır etkiliyor Dünyayı ve belli bir rutinde iklimin değişmesi kabul ediliyor İklim uzmanları tarafından. Ancak yine uzmanların açıkladığına göre, Sanayi Devrimi ile birlikte üretim ve tüketimin sebep olduğu emisyonlar, İklim Değişikliğini İklim Krizine eviren insanoğlunun bizzat kendi katkısı.
Bundan sonra neler olabilir?
Sanayi öncesi ortalamanın 1,5°C üzerinde sıcaklıkların yaşandığı aylar veya yılların daha sık yaşanması, ayrıca 1,5°C'nin üzerindeki sıcaklık eşiklerinin artan sıklıklarla aşılması beklenebilir.
Bu durumda Dünyada neler olabiliri uzmanlar sıklıkla ifade ediyor. Maalesef ki uzmanların endişelerini haklı çıkaran olaylar yaşıyor artık Dünya. Geçtiğimiz günlerde nesli tükenmekte olan 150'den fazla pembe nehir yunusunun Brezilya Amazonlarında ölmesi gibi.
Brezilya’nın kuzeyinde, Amazon ormanlarının bir parçası olan Tefe Gölü bölgesinde en az 150 pembe nehir yunus ölüsü kıyıya vurdu. Brezilya hükümeti tehlike altındaki hayvanların kurtarılması için acil bir operasyon başlatırken olay ile ilgili bir açıklama yaptı.
Açıklamada şöyle denildi: "Nedeni bilinmiyor, ancak bilim insanları en muhtemel suçlunun, iklim değişikliği ve El Nino fenomeniyle bağlantılı olan aşırı sıcaklık ve kuraklık olduğunu söylüyor."
Açıklamada ayrıca, bölgedeki kuraklığa dikkat çekiliyor ve “13 yılın en şiddetli kuraklığı” deniliyor. Yunus ölümlerinin yaşandığı Tefe Gölünde su sıcaklığının 39°C'ye ulaştığı açıklamada, yunusların ölüm sebebi olarak "Oksijen kaybı, hücre metabolizmasında bir artışı tetikliyor ve tam oksijen kaybından ölüyorlar" ifadesine de yer veriliyor.
Tüm bu etkenlere bir de savaşların yarattıklarını eklersek Dünya için ve elbette tüm canlılar için insanlar için çocuklarımız için zor günler çok uzak değil. Eğer gerekli önlemler alınamaz ise. Hala şansımız var, hala Dünyayı çocuklarımıza yaşanabilir bir şekilde bırakmak için yapabileceklerimiz var. Yeter ki DEVLETLER istesin…
Son bir araştırma BBC News tarafından açıklandı. Yeni bir analize göre, bu yıl "önemli bir ısınma eşiği" olan 1,5°C rekor sayıda aşıldı. Bir gün veya bir hafta boyunca değil 2023 ün yaklaşık üçte birine karşılık gelen bir sayıda artış bu. Yani örneğin o gün o kadar sıcak bir gün yaşandı ki; tüm dünyanın ortalaması alındığında o günkü sıcaklık, normal sıcaklığının 1.5 °C üzerinde oldu. Bu 1.5 °C çok mu önemli evet çok önemli. Çünkü Dünyanın en fazla 1.5 °C derece ısınmaya toleransı var. O da artık çok sık yaşanmaya başlandı.
Ne demek bu?
İklim uzmanları uzunca bir zamandır özellikle de son on yıldır, “kırmızı alarm” vererek yaptığı açıklamalarda “eğer ısınma eşiği aşılırsa Dünya herkes için yaşanamaz hale gelecek” uyarılarını yaptılar, yapıyorlar. İşte o eşik aşıldı. Hem de bir kez değil defalarca.
İklim bilimcilere göre 2023’ün en sıcak ayı Eylül ayı oldu. Dünya'nın sanayi öncesi ortalama sıcaklığı Eylül ayında 1,75°C üzerinde oldu ve bir önceki en sıcak Eylül ayına göre tam yarım santigrat derece daha sıcaktı.
İnsan faaliyetleri, özellikle de fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanan sera gazı emisyonları iklimin değişmesine neden oluyor; bunu biliyoruz ama tek nedenin bu olmadığının da altını çiziyor uzmanlar.
Belirli döngülerde doğal olarak değişen Güneş'in yoğunluğu şu anda zirveye yaklaşıyor örneğin, gerçi bu olayın ısınmaya katkısı ancak santigrat derecenin yalnızca birkaç yüzde biri kadardır.
Ocak 2022'deki Hunga Tonga-Hunga Ha'apai volkanik patlaması sebebiyle stratosfere yayılan büyük miktarda su buharı (güçlü bir sera gazı)’nın da katkısı var elbette.
Yada Atlantik Okyanusu'na savrulan Sahra tozu, daha fazla güneş ışığının okyanus yüzeyine ulaşmasını ve ısınmasını sağlıyor; bu da muhtemelen bu yıl kaydedilen olağanüstü Kuzey Atlantik deniz yüzeyi sıcaklıklarına katkıda bulunuyor .
Bu doğal iklim değişikliklerinin en büyük etkeni ise, birkaç yılda bir meydana gelen ve Pasifik Okyanusu'ndan atmosfere ısı patlaması içeren El Nino olgusudur. 2023'teki küresel sıcaklık artışına bir katkının da El Nino’dan geldiğinin de altını çizelim.
Tüm bu verilerden anlaşılıyor ki, doğal olaylar milyarlarca yıldır etkiliyor Dünyayı ve belli bir rutinde iklimin değişmesi kabul ediliyor İklim uzmanları tarafından. Ancak yine uzmanların açıkladığına göre, Sanayi Devrimi ile birlikte üretim ve tüketimin sebep olduğu emisyonlar, İklim Değişikliğini İklim Krizine eviren insanoğlunun bizzat kendi katkısı.
Bundan sonra neler olabilir?
Sanayi öncesi ortalamanın 1,5°C üzerinde sıcaklıkların yaşandığı aylar veya yılların daha sık yaşanması, ayrıca 1,5°C'nin üzerindeki sıcaklık eşiklerinin artan sıklıklarla aşılması beklenebilir.
Bu durumda Dünyada neler olabiliri uzmanlar sıklıkla ifade ediyor. Maalesef ki uzmanların endişelerini haklı çıkaran olaylar yaşıyor artık Dünya. Geçtiğimiz günlerde nesli tükenmekte olan 150'den fazla pembe nehir yunusunun Brezilya Amazonlarında ölmesi gibi.
Brezilya’nın kuzeyinde, Amazon ormanlarının bir parçası olan Tefe Gölü bölgesinde en az 150 pembe nehir yunus ölüsü kıyıya vurdu. Brezilya hükümeti tehlike altındaki hayvanların kurtarılması için acil bir operasyon başlatırken olay ile ilgili bir açıklama yaptı.
Açıklamada şöyle denildi: "Nedeni bilinmiyor, ancak bilim insanları en muhtemel suçlunun, iklim değişikliği ve El Nino fenomeniyle bağlantılı olan aşırı sıcaklık ve kuraklık olduğunu söylüyor."
Açıklamada ayrıca, bölgedeki kuraklığa dikkat çekiliyor ve “13 yılın en şiddetli kuraklığı” deniliyor. Yunus ölümlerinin yaşandığı Tefe Gölünde su sıcaklığının 39°C'ye ulaştığı açıklamada, yunusların ölüm sebebi olarak "Oksijen kaybı, hücre metabolizmasında bir artışı tetikliyor ve tam oksijen kaybından ölüyorlar" ifadesine de yer veriliyor.
Tüm bu etkenlere bir de savaşların yarattıklarını eklersek Dünya için ve elbette tüm canlılar için insanlar için çocuklarımız için zor günler çok uzak değil. Eğer gerekli önlemler alınamaz ise. Hala şansımız var, hala Dünyayı çocuklarımıza yaşanabilir bir şekilde bırakmak için yapabileceklerimiz var. Yeter ki DEVLETLER istesin…