EbrulimMm_88
Üye
- Katılım
- 6 Eki 2023
- Mesajlar
- 41,931
- Tepkime puanı
- 1
- Puanları
- 0
İtibar:
D vitamini vücut için hayati bir öneme sahiptir. Yeterli miktarda D vitamini almak; bağışıklık sistemini güçlendirir, kanser ve kalp hastalıkları, kemikleri, diyabet ve osteoporoz gibi hastalıklara karşı korur. Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, ideal D vitamini seviyesini ve D vitamininin nasıl kullanılması gerektiğini açıkladı.
Sağlıklı kemikler, güçlü bağışıklık, diyabet yönetimi için vücudunuz D vitaminine ihtiyaç duyar. D vitamini eksikliği belirtileri depresyon, kemik ağrısı, sık sık soğuk algınlığına yakalanma ve halsizlik gibi şekillerde ortaya çıkabilir.
Sağlıklı yaşam önerileriyle dikkat çeken Prof. Dr. Osman Müftüoğlı, "Öncelikle bilelim ki D vitamini eksikliği dünya genelinde giderek büyüyen bir sağlık problemi ve tehdidi olma yolundadır. Özellikle modern yaşamın zorladığı “güneş fakirliği” meselesi, problemi daha da büyütmektedir." diyor
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, "D vitamini aslında bir vitamin olup olmadığı bile kuşkuludur ve bana sorarsanız bilimsel adıyla “steroid yapıda bir prohormon”dur.D2 ve D3 olmak üzere bedenimizde iki ayrı formda bulunur." dedi.
Osman Müftüoğlu, "En etkili D vitamini D3 formudur ve onun büyük bir kısmı ultraviyole-V (UV) ışınlarıyla derimizde üretilen, çok az bir kısmı ise yumurta, yağlı balıklar ve süt ürünleriyle besinler sayesinde kazanılan muazzam bir biyolojik güçtür" diyor.
D2 formunun ise yeterince etkili olmadığının ve genelde bitkisel kaynaklı besinlerden elde edildiğini vurguluyor.
D vitamininin normal aralığı mililitre başına nanogram (ng/mL) olarak ölçülür. 20 ile 50 ng/mL arasında bir seviye vücudun sahip olması gerektiği düşünülen D vitamini seviyeleridir. 12 ng/mL seviyelerinin altı ise düşük olarak kabul edilir.
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, D vitaminin faydalarını şöyle açıklıyor; Doğal ve kazanılmış bağışıklığın vazgeçilmez molekülüdür. Otoimmün hastalıklardan korunmanın en önemli ilacıdır. Muazzam bir anti kanser frendir. Kalp ve damar hastalıklarının gizli önleyicisidir. Bağ dokusu ve kemikler için güç kaynağıdır. Belleğin ve odaklanmanın sessiz bir nöbetçisidir. Şeker hastalığına karşı frendir. Bilinen en önemli antioksidanlardan yani paslanma önleyicilerden biridir. Hipertansiyondan korunmada da işe yaramaktadır. Karaciğer ve böbrek sağlığının teminatlarından biridir.
D vitamininden üst düzeyde bir verim alabilmek için doğru kullanmak gerekiyor. D vitamini takviyelerini kullanırken bazı noktalara dikkat etmek gerekiyor.
Osman Müftüoğlu, D vitamini kullanırken dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıralıyor; Mümkünse damla formları tercih edilmeli. D3 vitamini ile K2 vitamini birlikte kullanılmalı. Korunmak için günlük doz çocuklarda 500-1000, yetişkinlerde 2000-5000 ünite civarında olmalı. Günlük doz 2-3 binden yüksek tutulacaksa doktor onayı alınmalı. 100 bin ve üzeri tek kullanımlık dozlar sadece özel durumlarda ve mutlaka doktor tavsiyesiyle kullanılmalı. Düzenli ve devamlı kullanım/kazanım tercih edilmeli. Tok karna ve yoğurt, ayran ya da zeytinyağı gibi yağlı yiyeceklerle birlikte tüketilmeli. Takviyeler gündüz saatlerinde, mümkünse sabahları alınmalı. Günlük tek dozda ve düzenli aralıklarla kullanılmalı. Kan seviyeleri dikkatle takip edilerek doz ayarlaması buna göre yapılmalı, 100’ün üzerindeki rakamlarda takviye bırakılmalı.
D vitamini eksikliğinde kişide yorgunluk ön plana çıkar, vücut ağrıları yaygındır, güçsüzlük söz konudur, yürüme güçlüğü bile görülebilir. Daha ciddi eksikliklerde saç dökülmesi, depresyon, göz altı morlukları ve üşüme gibi belirtiler de ortaya çıkar.
Her fırsatta doğayla buluşun, güneşsiz günlerde bile açık havada yürüyüş yapın. Bedeninizi/cildinizi güneşle daha sık buluşturun. Fırsat buldukça güneşlenin ve öğle saatlerinde güneşlenmeyi tercih edin. Güneşlenmeden önce 20-30 dakika süreyle koruyucu kullanmayın. Güneşlendikten sonra duşta keselenip sabunlanmayın.
"Güneşlenerek, cildinizi güneşle buluşturarak; bedeninizde doğal yolla ürettiğiniz D3 vitamini takviyelerle dolaylı yoldan kazandığınız D vitamininden çok daha değerlidir. Zira bedeninizin 7 dehidroepikolesterol’den ürettiği doğal D vitamini “SÜLFATLI FORMDA BİR D VİTAMİNİ”dir.
Sülfatlı olması nedeniyle de hücrelerinizin hem sulu hem de yağlı bölümlerinde görevini rahatlıkla yerine getirebilmektedir. Takviye D vitaminleri ise sülfatlı değildir ve bu nedenle sadece hücrelerin yağlı bölümlerinde etkili olabilmektedir. İşte bu nedenle D vitaminini güneşlenerek doğal yoldan kazanıp depolamanız daha faydalı ve daha mühimdir."