End
Üye
- Katılım
- 21 Ocak 2021
- Mesajlar
- 972
- Tepkime puanı
- 51
- Puanları
- 18
- Cinsiyet
- Medeni Hali
- Memleket
- 19 ÇORUM
- Takım
- Fenerbahçe
- Burç
- Kova
- Mesleği
- Muhasebe
İtibar:
Yaklaşık 30 yıldır her yıl yapılan Taraflar Konferansı (COP) toplantısı başladı. Bu toplantının amacı İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ nedeni ile dengesi bozulan Dünyanın dertlerine çözüm bulmak. ACABA mı?....
Neden Acaba mı?
“30 yıldır devam eden toplantıların sonucunda elle tutulur ne sonuç çıktı?” derseniz. Çok da haksızlık etmeyelim ama maalesef henüz Dünyanın derdine çözüm olacak sonuçlar çıkmadı. Darısı 30 Kasım-12 Aralık tarihlerinde gerçekleşecek bu yıl ki toplantıya diyelim.
Günahı ve sevabı ile geçmiş toplantıları değerlendirmeyi bir kenara bırakıyorum. Birleşik Arap Emirliklerinde başlayan toplantıya göz atmak istiyorum.
Öncelikle dikkatleri şuraya lütfen. İklim krizinin en baş sorumlusunun fosil yakıtlar olduğunu söylerken, yani KÖMÜR, PETROL ve DOĞALGAZ dan bahsederken, dünya çapında petrol zengini olan bir ülkede bu toplantının yapılması oldukça ses getirdi. Peki, bu sesler ne kadar gerçekçi? Ne kadar? diyorum çünkü, COP ilk kez ekonomisi petrole dayanan bir ülke de yapılmıyor ki. Katar ve Endonezya’dan sonra 3. kez bu toplantı bir PETROL ülkesinde yapılıyor. O neden ile toplantının yapıldığı yerden ziyade toplantıdan hangi sonuçların çıkacağı daha önemli bir konu kanaatimce.
Ayrıca ABD Başkanı Joe Bide’nın bu toplantıya katılmaması en az bu toplantının Dubai’de yapılması kadar konuşulması gereken bir durum. Bide’nın toplantıya katılmama sebebi İsrail-Gazze savaşı olarak belirtilse de yorumcular önümüzdeki yıl yapılacak seçimler nedeniyle katılmadığını belirtiyorlar. Şunu hep birlikte düşünebiliriz, her yıl dünyanın en büyük petrol üreticisi olan ABD’de yapılacak seçimlerde, ekonomisi petrole dayanan kişilerin seçimlerde ne kadar etkili olacağı pazarlığını. Bunu düşünürken, ABD’nin günlük petrol üretiminin COP toplantısının yapıldığı Birleşik Arap Emirlikleri’nin 4 katı olduğunun da altını çizelim. ABD aynı zamanda dünyanın en büyük 3. Kömür üreticisi. BAE’‘nde kömür de yok bu arada.
Şimdi bu bilgileri verdikten sonra bu seneki toplantının ana konusunun İKLİM ADALETİ olduğunu söyleyerek devam etmek istiyorum. İKLİM ADALETİ ni basitçe anlatmam gerekirse; fosil yakıtlardan kazandıkları paralar ile zengin olan ülkeler bir tarafta, ülke kaynaklarında olsa da teknolojik alt yapıları yeterli olmadığı hatta yıllarca kaynakları sömürüldüğü için bir türlü bu kaynaklara ulaşamayan yoksul ülkeler bir tarafta. Zengin ülkeler yıllarca bu kaynakları kullanmışlar hem paraları yemişler hem de yaptıkları üretimlerle dünyayı kirletmişler. Yoksul ülkeler de ise durum şöyle. Bazı zengin ülkeler gelmiş buralarda ki fosil yakıtları çıkarıp paraları cebe indirirken, hem o ülkeyi zehirli gazlarla zehirlemişler, hem o ülkedeki yerli halkı 3 kuruş paraya çalıştırmışlar, hem de yaşam alanlarını yok etmişler. Sıklıkla duyduğumuz İklim krizi sebebi ile seller, kuraklık nedeniyle açlık çeken ve ülkelerini terk eden özellikle Afrika insanlarını. İşte buradaki durum İKLİM ADALETSİZLİĞİ. Bu konuda çalışan uzmanlar diyor ki; “ey zengin ülkeler madem siz bu insanların dünyasını kirlettiniz, evlerinden yurtlarından ettiniz o zaman bedelini ödemek zorundasınız. Verin paraları ki bu insanlar insanca yaşayabilsinler.” İşte buna da KAYIP ve ZARAR FONU deniliyor. Zengin ülkeler de diyor ki; “evet haklısınız verelim ama bu çok maliyetli bir iş bu insanların ülkelerini tekrar yaşanabilir bir hale getirmek, ben vermeyeyim bu işten para kazanan şirketler versin. Hem de artık fosil yakıt erişimlerine de bir kısıtlama getirelim.” İşte bu yıl ki toplantıda bu soruna bir çözüm bulunması bekleniyor.
Bekleniyor ama burda iki mesele var. Biri paranın temin edilmesi, ikincisi de bazı yoksul ülkelerin kendi fosil kaynaklarına yeni yeni ulaşmaya başlaması ile bu kaynakları kullanmak istemedi. Örneğin Hindistan diyor ki; Yıllarca içinde bizim de olduğumuz ülkelerin fosil yakıt kaynakları, yaklaşık 250 yıldır, batı ülkeleri tarafından sömürüldü. Şimdi kendi gücümüzle kaynaklarımıza erişebiliyoruz artık . Sıra bize geldiği zaman mı “kömür kullanmayalım Dünyayı kirletiyor”. Bu arada Hindistan kömür kullanımına devam edeceğini açıkça bu toplantıda da belirtti.
Evet gelelim tekrar baştaki meseleye, bu toplantının BAE ‘nde Dubai’de yapılması eleştirilerden elbette hev sahibi ülke de haberdar. Ve şöyle diyorlar; “Biz artık petrol ülkesi değil Yeşil Enerji ülkesi olarak anılmak istiyoruz.” Hatta toplantıya liderlik eden Sultan el-Jaber böyle anılmaya başlandı bile. Günde milyonlarca varil petrol pompalayan ve önümüzdeki beş yıl içinde çoğunlukla üretimini artırmak için 150 milyar dolar harcamayı hedefleyen Ulusal Petrol şirketi Adnoc'un yöneticisi oalan El-Jaber aynı zamanda 40 ülkede rüzgar ve güneş enerjisi gibi sıfır emisyonlu enerji teknolojilerine milyarlarca dolar yatırım yapan yenilenebilir enerji şirketi Masdar'ın sahibi.
Toplamtının nerede yapıldığındna ziyade Bu toplantı sonun da İKLİM KRİZİNE yönelik hangi ülkeler ne kadar harekete geçmişler, hangi ülkeler hangi konularda karar vermişler, asıl önemli olan o. Toplantı 12 Aralıkta sona erecek. Ve en geç 13 Aralık’ta sonuç bildirgesi yayınlanacak. İşte o bildirgede yazanlar çok önemli olacak. Takip edeceğiz ve burada da sonuçlara yer vereceğiz elbette.
Unutmadan yazayım, biz bu toplantıya ülke liderimizle katıldık. Gerçekten çok önemli.
198 ülkenin çeşitli düzelerde katılım sağladığı toplantıya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bizzat kendi gitti. Ve orada bir konuşma da yaptı. Türkiye'nin 2053 yılı için net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı beklediğini söyleyen Erdoğan’ın COP28 BM İklim Konferansı'ndaki konuşmasından birkaç başlık ise şöyle;
“Türkiye, sera gazı emisyonlarının %1'den az olması konusundaki tarihi sorumluluğuna rağmen önemli adımlar attı.”
"2030 yılı için emisyon azaltım hedefimizi iki katına çıkardık.”
“Türkiye'nin 2023 yılı sonuna kadar karbondioksit emisyonunda 66,6 milyon ton azalma bekleniyor.”
"Yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam kurulu güç içindeki payını yüzde 55'e çıkardık."
"2053 yılına kadar yenilenebilir enerji payımızı %69'a çıkarmayı planlıyoruz."
Sayın Erdoğan’ın söylemlerini daha sonra değerlendirmek üzere toplantıdan son bir bilgi;
Bu toplantıya Papa’nın da katılması bekleniyordu. Ancak grip ve akciğer iltihabı nedeniyle, Vatikan’ın doktorları Papa Francis'in Birleşik Arap Emirlikleri'ne yapacağı geziyi iptal etti.
Neden Acaba mı?
“30 yıldır devam eden toplantıların sonucunda elle tutulur ne sonuç çıktı?” derseniz. Çok da haksızlık etmeyelim ama maalesef henüz Dünyanın derdine çözüm olacak sonuçlar çıkmadı. Darısı 30 Kasım-12 Aralık tarihlerinde gerçekleşecek bu yıl ki toplantıya diyelim.
Günahı ve sevabı ile geçmiş toplantıları değerlendirmeyi bir kenara bırakıyorum. Birleşik Arap Emirliklerinde başlayan toplantıya göz atmak istiyorum.
Öncelikle dikkatleri şuraya lütfen. İklim krizinin en baş sorumlusunun fosil yakıtlar olduğunu söylerken, yani KÖMÜR, PETROL ve DOĞALGAZ dan bahsederken, dünya çapında petrol zengini olan bir ülkede bu toplantının yapılması oldukça ses getirdi. Peki, bu sesler ne kadar gerçekçi? Ne kadar? diyorum çünkü, COP ilk kez ekonomisi petrole dayanan bir ülke de yapılmıyor ki. Katar ve Endonezya’dan sonra 3. kez bu toplantı bir PETROL ülkesinde yapılıyor. O neden ile toplantının yapıldığı yerden ziyade toplantıdan hangi sonuçların çıkacağı daha önemli bir konu kanaatimce.
Ayrıca ABD Başkanı Joe Bide’nın bu toplantıya katılmaması en az bu toplantının Dubai’de yapılması kadar konuşulması gereken bir durum. Bide’nın toplantıya katılmama sebebi İsrail-Gazze savaşı olarak belirtilse de yorumcular önümüzdeki yıl yapılacak seçimler nedeniyle katılmadığını belirtiyorlar. Şunu hep birlikte düşünebiliriz, her yıl dünyanın en büyük petrol üreticisi olan ABD’de yapılacak seçimlerde, ekonomisi petrole dayanan kişilerin seçimlerde ne kadar etkili olacağı pazarlığını. Bunu düşünürken, ABD’nin günlük petrol üretiminin COP toplantısının yapıldığı Birleşik Arap Emirlikleri’nin 4 katı olduğunun da altını çizelim. ABD aynı zamanda dünyanın en büyük 3. Kömür üreticisi. BAE’‘nde kömür de yok bu arada.
Şimdi bu bilgileri verdikten sonra bu seneki toplantının ana konusunun İKLİM ADALETİ olduğunu söyleyerek devam etmek istiyorum. İKLİM ADALETİ ni basitçe anlatmam gerekirse; fosil yakıtlardan kazandıkları paralar ile zengin olan ülkeler bir tarafta, ülke kaynaklarında olsa da teknolojik alt yapıları yeterli olmadığı hatta yıllarca kaynakları sömürüldüğü için bir türlü bu kaynaklara ulaşamayan yoksul ülkeler bir tarafta. Zengin ülkeler yıllarca bu kaynakları kullanmışlar hem paraları yemişler hem de yaptıkları üretimlerle dünyayı kirletmişler. Yoksul ülkeler de ise durum şöyle. Bazı zengin ülkeler gelmiş buralarda ki fosil yakıtları çıkarıp paraları cebe indirirken, hem o ülkeyi zehirli gazlarla zehirlemişler, hem o ülkedeki yerli halkı 3 kuruş paraya çalıştırmışlar, hem de yaşam alanlarını yok etmişler. Sıklıkla duyduğumuz İklim krizi sebebi ile seller, kuraklık nedeniyle açlık çeken ve ülkelerini terk eden özellikle Afrika insanlarını. İşte buradaki durum İKLİM ADALETSİZLİĞİ. Bu konuda çalışan uzmanlar diyor ki; “ey zengin ülkeler madem siz bu insanların dünyasını kirlettiniz, evlerinden yurtlarından ettiniz o zaman bedelini ödemek zorundasınız. Verin paraları ki bu insanlar insanca yaşayabilsinler.” İşte buna da KAYIP ve ZARAR FONU deniliyor. Zengin ülkeler de diyor ki; “evet haklısınız verelim ama bu çok maliyetli bir iş bu insanların ülkelerini tekrar yaşanabilir bir hale getirmek, ben vermeyeyim bu işten para kazanan şirketler versin. Hem de artık fosil yakıt erişimlerine de bir kısıtlama getirelim.” İşte bu yıl ki toplantıda bu soruna bir çözüm bulunması bekleniyor.
Bekleniyor ama burda iki mesele var. Biri paranın temin edilmesi, ikincisi de bazı yoksul ülkelerin kendi fosil kaynaklarına yeni yeni ulaşmaya başlaması ile bu kaynakları kullanmak istemedi. Örneğin Hindistan diyor ki; Yıllarca içinde bizim de olduğumuz ülkelerin fosil yakıt kaynakları, yaklaşık 250 yıldır, batı ülkeleri tarafından sömürüldü. Şimdi kendi gücümüzle kaynaklarımıza erişebiliyoruz artık . Sıra bize geldiği zaman mı “kömür kullanmayalım Dünyayı kirletiyor”. Bu arada Hindistan kömür kullanımına devam edeceğini açıkça bu toplantıda da belirtti.
Evet gelelim tekrar baştaki meseleye, bu toplantının BAE ‘nde Dubai’de yapılması eleştirilerden elbette hev sahibi ülke de haberdar. Ve şöyle diyorlar; “Biz artık petrol ülkesi değil Yeşil Enerji ülkesi olarak anılmak istiyoruz.” Hatta toplantıya liderlik eden Sultan el-Jaber böyle anılmaya başlandı bile. Günde milyonlarca varil petrol pompalayan ve önümüzdeki beş yıl içinde çoğunlukla üretimini artırmak için 150 milyar dolar harcamayı hedefleyen Ulusal Petrol şirketi Adnoc'un yöneticisi oalan El-Jaber aynı zamanda 40 ülkede rüzgar ve güneş enerjisi gibi sıfır emisyonlu enerji teknolojilerine milyarlarca dolar yatırım yapan yenilenebilir enerji şirketi Masdar'ın sahibi.
Toplamtının nerede yapıldığındna ziyade Bu toplantı sonun da İKLİM KRİZİNE yönelik hangi ülkeler ne kadar harekete geçmişler, hangi ülkeler hangi konularda karar vermişler, asıl önemli olan o. Toplantı 12 Aralıkta sona erecek. Ve en geç 13 Aralık’ta sonuç bildirgesi yayınlanacak. İşte o bildirgede yazanlar çok önemli olacak. Takip edeceğiz ve burada da sonuçlara yer vereceğiz elbette.
Unutmadan yazayım, biz bu toplantıya ülke liderimizle katıldık. Gerçekten çok önemli.
198 ülkenin çeşitli düzelerde katılım sağladığı toplantıya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bizzat kendi gitti. Ve orada bir konuşma da yaptı. Türkiye'nin 2053 yılı için net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı beklediğini söyleyen Erdoğan’ın COP28 BM İklim Konferansı'ndaki konuşmasından birkaç başlık ise şöyle;
“Türkiye, sera gazı emisyonlarının %1'den az olması konusundaki tarihi sorumluluğuna rağmen önemli adımlar attı.”
"2030 yılı için emisyon azaltım hedefimizi iki katına çıkardık.”
“Türkiye'nin 2023 yılı sonuna kadar karbondioksit emisyonunda 66,6 milyon ton azalma bekleniyor.”
"Yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam kurulu güç içindeki payını yüzde 55'e çıkardık."
"2053 yılına kadar yenilenebilir enerji payımızı %69'a çıkarmayı planlıyoruz."
Sayın Erdoğan’ın söylemlerini daha sonra değerlendirmek üzere toplantıdan son bir bilgi;
Bu toplantıya Papa’nın da katılması bekleniyordu. Ancak grip ve akciğer iltihabı nedeniyle, Vatikan’ın doktorları Papa Francis'in Birleşik Arap Emirlikleri'ne yapacağı geziyi iptal etti.