Hollywood’un efsanevi yıldızı Marilyn Monroe, 1962’de henüz 36 yaşındayken, ABD’nin Los Angeles kentinin Brentwood semtindeki müstakil evinin yatak odasında ölü bulunmuştu. Ölüm nedeni, yüksek dozda sakinleştirici ilaç alması olarak açıklanmıştı. Monroe, bahçesiyle birlikte 2.900 metrekare olan bu tek katlı evi, oyun yazarı Arthur Miller ile olan 3. evliliğinin bitmesinin ardından 1960’ta 75 bin dolara satın almıştı. Çocukluğunun bir kısmını yetimhanede ve koruyucu bakımda geçiren aktrisin bağımsız olarak sahip olduğu tek konut burasıydı.
‘Korunması lazım’
Yüzme havuzu da bulunan ev, yıldızın ölümünden sonra el değiştirirken bu yılın başında emlak şirketi Glory of the Snow Trust’a 8.35 milyon dolara satıldı. Şirket de evi yıkıp yeni mülk yapmak için Los Angeles Belediyesi’ne başvurdu. Belediyenin inşaat departmanı da yıkım izni verdi. Ancak halktan o kadar büyük bir tepki geldi ki belediye meclis üyesi Traci Park’ın “Yıkılmasın” önerisine, konseyin onay vermesiyle yıkım kararı iptal edildi. Park, İspanyol sömürge tarzı evin “tarihi yapı” olarak korunması için belediyede çalışma yapacağını açıkladı.
‘Bu hatırayı korumalıyız’
Marilyn Monroe’nun evinin yıkılmasını engelleyen belediye meclis üyesi Traci Park şunları söyledi: “Bu ev, Hollywood’un tarihinin, kültürünün ve mirasının önemli bir parçası olarak korunmalı. Dünyanın her yerindeki insanlar için Marilyn Monroe bir film ikonundan çok daha fazlasıydı. Yetimhanelerde ve koruyucu ailelerde yaşadığı çileli çocukluğundan küresel bir yıldıza dönüşmesine kadar geçen hikâyesi, zorlukların üstesinden gelmenin parlak bir örneği” dedi. Gerçekten de Marilyn Monroe hayranları evin önüne hâlâ çiçek bırakıyor.