• Konu İçeriğini Görebilmek İçin Lütfen Üye Olun. Aksi Takdirde İçeriği Göremezsiniz.

Kan emen kum sineği, dalakta ve karaciğerde büyümeye neden oluyor

[ZF] Konu Bilgileri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Sağlık Haberleri kategorisinde Linux tarafından oluşturulan Kan emen kum sineği, dalakta ve karaciğerde büyümeye neden oluyor başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 132 kez görüntülenmiş, 1 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Sağlık Haberleri
Konu Başlığı Kan emen kum sineği, dalakta ve karaciğerde büyümeye neden oluyor
Konbuyu başlatan Linux
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan BuRsK

Linux

Emektar Üye
Katılım
5 Şub 2022
Mesajlar
3,479
Tepkime puanı
4
Puanları
38
Konum
istanbul
Web sitesi
www.uguragdas.com.tr
İsim
Uğur
Cinsiyet
vtEvVy
Memleket
75 ARDAHAN
Takım
Galatasaray
Burç
Aslan
Mesleği
Konut Yönetim Müdürü

İtibar:

Kan emen kum sineği, dalakta ve karaciğerde büyümeye neden oluyor

Çukurova Üniversitesi Karaisalı Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Hakan Kavur, halk arasında "yakağan" olarak bilinen kum sineklerinin birçok hastalığa neden olduğunu belirtti. Doç. Dr. Kavur, ”Yakağanlar ısırdığında iç organlar formu dediğimiz lenf düğümlerindeki damarları tıkayarak şişmelere, dalakta ve karaciğerde büyümeye neden oluyor." dedi.

afAa5HHZeEKvVv2kHQgPlw.jpg

Halk arasında kan emen yakağan olarak bilinen ve sinekten 5 kat daha küçük olan kum sineği, sıcaklarla birlikte vatandaşları rahatsız etmeye başladı. Gözle görmenin çok zor olduğu, rüzgarlı havalarda kaybolan kum sinekleri, özellikle hayvancılık yapılan yerlerde görülüyor.
t2MWngLn20Oih7ZkkySs2A.jpg

Duvar çatlaklarına larva bırakarak çoğalan kum sineklerini araştıran Çukurova Üniversitesi Karaisalı Meslek Yüksekokulu Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Programı öğretim görevlisi, aynı zamanda Tıbbi Parazitoloji Laboratuvarı'nda araştırmalar yapan Doç. Dr. Hakan Kavur, Adana’da 8 farklı yakağan türünün kan emme esnasında insanlara "şark çıbanı" hastalığını bulaştırdığını belirtti.
F088vX7PXEOZNryGfz5Aqg.jpg

Deri hastalıklarının yanında karaciğer, dalak ve kemik iliğinin makrofajlarını enfekte edip orada çoğalabilen hücre içi parazitik bir enfeksiyon olan "kala-azar" hastalığını da insanlara taşıyabildiğini anlatan Doç. Dr. Kavur, sineğin popülasyonunun bitirilmesinin mümkün olmadığını ancak etkin önemlerle kontrol altına alınabileceğini vurguladı.
Br3DQ1vO30yIG1kKAUMerA.jpg

Organik atıkların olduğu bölgelerde larvaların yetiştiğini söyleyen Doç. Dr. Kavur, ”Sivrisinek larvası ile yakağan larvası birbirinden farklılık gösteriyor. Sivrisineğin larvası suda ergin forma dönüşürken, yakağanınki gübrelerin, organik atıkların, dışkıların bulunduğu ortamlarda ergin forma dönüşüyor. Sulak alanları tespit etmek, karasal ortamda bulunan organik atıkların bulunduğu yeri tespit etmekten kolaydır. Bu nedenle yakağanla mücadele etmek sivrisinekle mücadele etmekten daha zordur. Hayvan barınaklarının duvarındaki çatlaklarda gündüzü geçirip, geceleri de barındığı noktadan çıkıp, insanların kanını emiyor” dedi.
dXerI47lS0aQl_pJMzpxQw.jpg

Şark çıbanın deride geçmeyen yaralara neden olduğu kaydeden Doç. Dr. Kavur, ”Diğer bulaştırdığı hastalık ise kala-azar. Adana’da bu 2 hastalığı taşıyan baskın yakağan türü Phlebotomus tobbi türüdür. Bunların fiziksel olarak vermiş olduğu kan emme, kaşınma gibi rahatsızlıklardan çok, taşıdığı hastalıklar daha önemli bir konudur. Fiziksel rahatsızlıklar daha çabuk geçerken bulaştırdığı hastalıklar ise daha geç atlatılıyor. Yakağanlar ısırdığında iç organlar formu dediğimiz lenf düğümlerindeki damarları tıkayarak şişmelere, dalakta büyümeye, karaciğerde büyümeye neden oluyor.” diye konuştu.
RTZifs6s6U2zJfzm-9hNVA.jpg

Larva ve erişkinlerle mücadele etmek için hayvancılıkla uğraşan kesimin daha dikkatli olması gerektiğini belirten Doç. Dr. Kavur, “Vatandaşlarımıza gübrelerin üzerine lavrasit ilacı sıkmalarını öneriyoruz. Ergin mücadelesinde ise, hayvancılıkla uğraşılan alanlarda ahırlara, eski yapıların olduğu alanlarda ise, duvar çatlaklarına insektisit ilacı uygulamasını yapabilirler. Bu canlıların popülasyonu bitirilemez ama kontrol altına alınabilir." dedi.
 
Üst Alt