End
Üye
- Katılım
- 21 Ocak 2021
- Mesajlar
- 972
- Tepkime puanı
- 51
- Puanları
- 18
- Cinsiyet
- Medeni Hali
- Memleket
- 19 ÇORUM
- Takım
- Fenerbahçe
- Burç
- Kova
- Mesleği
- Muhasebe
İtibar:
Kim ne yapıyormuş görelim, o zaman size keyifli okumalar.
ÖĞRENİLMİŞ ALIŞKANLIKLAR ve EZBERLER İÇİNDE YAŞANAN HAYATLAR NASIL DA HAYATLARDA ZORLU YÜKLER HALİNE GELİYOR.
Vicdana yönelik oynanan oyunlar, suçluluk duyarak yaşayan insanlar,zorunluluklar içinde sanki bir mahkum gibi yaşanan hayatlar.İyi haber şu ki, İlelebet müebbet yediğiniz hapis hayatındaymışsınız gibi yaşamanıza gerek yok. Özgürleşme zamanı.
Nasıl zorlaştırılıyor bütün bu hayatlar?
Bitirmek ve bırakmanın ya da ayrılık ve vedaların acı vermek zorunda olduğuna inanan insanlar.
Bir şeyi bırakmak, ayrılmak neden başlamak kadar normalleştirilmiyor da büyük bir acı ve ölüm gibi bakılıyor bu hayatlara. Yola çıktığınızda birbirinize iyi geliyordunuz yolda ilerlerken iyi gelmemeye başladınız ve o zaman bitti deme hakkınız var. Aslında başlamak kadar bitirmek de bu kadar normalken neden zorlaştırıyorsunuz.Kimden öğrendiniz ayrılıkların acı verdiğini. Ya da bitirmek istemiyorsanız neden ilişkileriniz sinyaller verirken iyileştirmeye çalışmıyorsunuz? İlişki, iş , arkadaşlık her şey için geçerli bu söylediklerim. Birbirinize iyi gelmek varken, yormak, üzmek, yıpratmak niye?
Ayrılık olduğunda bu kadar üzülmek niye? Yapmadıkların mı? Yapamadıkların mı? Sana yapılmayanlar mı? Ona mı yoksa kendine mi üzülüyorsun? Yaşayamadıkların için mi acı çekiyorsun yaşatmadıkların için mi? Yaptıkların için mi pişmanlık duyuyorsun, yapamadıkların için mi? Milyonlarca soru sorsam burada aslında yaşadığın bu acının karşındakiyle değil senin kendinle ilgili olduğunu anlarsın. Sen ilişkinin bittiğine değil kendinle ilgili hikayene üzülüyorsun. Sadece neye üzüldüğünün farkında ol. Zorlaştırma hayatını. Değişime başlamak varken öfke ve intikam oyunlarına girenler daha büyük dersler alacağı başka oyunların içinde kalırlar. Öfke, kızgınlık, acı üzüntü sadece senin hayatını zorlaştırır.
Ailelerini anlamak ve kabul etmek yerine, ret ederek,suçlayarak, kızarak yaşayan insanların aslında aynı aileleri gibi yaşamaya devam ettiklerinin farkında olmaması ve hala aileyi suçlamaya devam etmesi hayatı zorlaştıran başka bir oyundur.
Yeni nesil ebeveynlerin,kendi ailesinden farklı olduğunu düşünerek , çocuğunun hiç bir şeyine kızmaması, karışmaması gerektiğine inanarak yaşama zorunluluğu! Sanki iyi bir ebeveyn olmak, sevmek ya da özgür çocuk yetiştirmek böyle olmalı diye kendini inandırmış olması. Sonra saçma yerlerde oluşan tahammülsüzlükle gelen öfke patlamaları.Bunun sonrasında kızma hakkını kendine vermediği için yaşanan suçluluk duyguları zor hayatlardır.
Bana ailem yapmadı, almadı, izin vermedi ben çocuğuma öyle yapmayacağım,onun için her şeyi yapacağım diye başlayan hikayelerse yeni nesil ebeveynlerin ciddi bir hayat dersi olacak sanırım.
Ben yapamadım çocuğum yapsın bir anlamda çok güzel. Ancak bu durum kararında ve dengede olduğunda çocuk için muhteşem deneyimler getirebilir. Ama burada çocuğa kimse bir şey sormuyor? İster misin? Sen ne istersin? Sadece onun adına karar veriliyor ve yapması için zorlanıyor. Çocuk aslında istemiyor, aileyi memnun etmek için, anne baba surat asmasın, söylenmesin diye kabul ediyor. Sonra aile minnet bekliyor. Mesela yurtdışında yaz tatili okullarına göndermek bu hikayelerden birine örnek. Çocuk mutsuz, aile kendine yapılmayanı verdiği için mutlu.Sonuç?
Ufacık bir memnuniyetsiz geri bildirim gelirse çocuktan, vayy efendim diye başlanan sözler, ailenin verdiği imkanlar karşısında çocuğa suçlu hissettirmeler, nankör diye suçlamalar, vicdan yaptırmalar, çocuğu kendine borçlu hissettirmeye çalışmalar ve daha bir çok hikaye.
Bu memnun etme hikayesini hatırladın mı? Ailen için, sevilmek, kabul edilmek için, evde sorun çıkmasın diye, başkaları için kendi yapmak istediklerinden vazgeçme hikayesi senin de hikayen değil mi? Hayır dersen başına geleceklerden korkmak! İstemiyorum diyememek. Bir şey istemekten korkmak. Şimdi modernleşmiş halde çocuğunda aynı hikayede olabilir mi?
Sen de ailen yapmadığı için onlara suçlu hissettirmiştin, suçlamıştın şimdi ne oldu? Şimdi sen her şeyi yapmana, vermene rağmen sen de suçlanıyorsun?
Peki aslında konu ne?
Sana yapılmayanı vererek kendini mi yoksa çocuğunu mu iyileştirmeye çalışıyorsun?
Lütfen bu soruyu ciddiye al. Ben çocuğumu mu kendimi mi iyi etmeye çalışıyorum?
Ben yapamadım çocuğum yapsın. Çocuğun istiyor mu? İstediğini söylediği şey için gerçekten seni memnun etmek için mi söylüyor yoksa gerçek anlamda istediği için mi yapıyor. En az 30 senelik yaş farkı olduğunu düşünsek o zaman senin istediğin bir şeyi şimdi dünya her anlamda değişirken belki çocuğun senin kadar istemiyor ya da başka şeyler istiyor ama sen görmek istemiyor olabilir misin? Acaba anlaman gereken şey çocuğun ne istiyor diye sormak, merak etmek,onu anlamaya çalışmak olabilir mi? İmkanlarını daha esneyerek, farklı düşünerek kullanmak, değişime izin vermek, hayattaki değişimi görmek, belki biraz daha farklı bakmak bir çözüm olabilir mi? Ezber hayatlardan çıkmak belki herkese çok iyi gelebilir.
Çocuklarınızın her şeyini karşılarken, her istediğini alıp, siz yaparken o ne yapacak? Ona ilham veren onu heyecanlandıran ve hedeflerini hayallerini gerçekleştirebilme gücünün onda olduğu bilincini çocuğunun elinden alan ve sonra ben niye kendimi yoracağım, ailem benim için yapar diyen çocuklara neden kızıyorsunuz? Bunu onlara siz öğrettiniz. Kendine mahkum eden, çocuğun yaratım gücünü, isteme, arzu etme, yapabilme imkanlarını çalan aileler topluluğu olundu. Borçlarını ödemek, ev almak, araba almak, iş kurmak, evlendirmek çocuğun yapması gereken sorumluluklar değil mi? Ailelerin çocuğun bu yaratım alanında işi ne? Neden çocuklarınızı kendinize mahkum ediyorsunuz? Sonra bu çocuklarının neyini eksik ettik niye böyle mutsuzlar diye neden söyleniyorsunuz? Bir şeyleri başarabilme, cesaretle adım atma, yapabilme hayallerini gerçekleştirme gücünü ondan niye çalıyorsunuz? Bütün bunları yaparken sizden istemeye devam ettiğinde ona niye kızıyorsunuz? Siz öğrettiniz böyle yaşamayı.
Bu şey değil mi, hani 30-40 sene evvel ki zengin, fabrikatör ailenin şımarık çocuğu hikayesi. Bence aynı hikayenin yeni nesil modernleşmiş ebeveyn bilincinde artarak çoğalması.
Acaba yurtdışında tüm ailelerin hatta çok zengin olanların bile çocuklarına 18 yaşında ayaklarının üstünde durması için evden göndermeleri, kendi parasını kazanmayı öğretmek için erken yaşlarda garsonluk, tezgahtarlık ve birçok işte çalışmalarına göz yummaları, hedeflerini ancak kendilerinin gerçekleştireceğine güvenmeyi öğretmeleri ve daha bir çok şey... bütün bu aileler de çocuklarını çok seven aileler değil mi? Onlar çocukları için sizin yaptıklarınızı yapamazlar mı? Acaba neden böyle davranıyorlar? Kendi hayatlarınızı zorlaştırırken çocuklarınızın hayatlarını iyilik adı altında zorlaştırıyor olabilir misiniz?
Başka neler yaşanıyor bu hayatta? Aslında kolay olan ama zorlaştırılan neler var?
İlişkilerde, iş dünyasında hatta bedenin için bile kaybetme noktasına gelinceye kadar fütursuzca yapılan hareketler, kaybettiğinde hayatın, insanların, kendinin farkına vararak yaşanan pişmanlıklar yani kaybetmek üzereyken, kaybettiğinde anlaşılan ilişki bilinci.
Hasta olmadan bedeninle ilişki kurmaktan kaçmak, bedenine önemsiz hissettirmek, kötü davranmak sağlığına dikkat etmemek zor bir hayat değil mi? Kim yapıyor bunları. Hayat mı sen mi?
İntikamlar, hırslar,kendisine toplumun biçtiği rolleri kimlikleri alan, hatta duyguları ve davranış şekillerini satın alan, kopyalayan, kim olduğunu ne istediğini unutan insanlar zorlu hayatlar yaratırlar ve sonra hayta zor derler.
NEDEN İNSANLAR BU KADAR KENDİ OLMAKTAN, KENDİNİ GEÇMİŞTEN HER ŞEYDEN ÖZGÜRLEŞTİRMEKTEN KORKUYOR? Kendisi olabilmenin yollarını aramak , değişebilmek, esnemek ( sabit bakış açısından çıkmak, farklı yollar denemek) varken, kendisine ait olmayan yükleri , rolleri, sorumlulukları neden üzerinden atarak yaşamanın, özgür olmanın yolları aranmıyor.
NEDEN HAYALLERİNİZİ OLMAYACAK YERLERDE VE KİŞİLERLE ( iş, eş, arkadaş vs) OLDURTMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ VE KENDİNİZİ HAYALLERİNİZDEN VAZGEÇECEK KADAR ÜZÜYOR YA DA YORUYORSUNUZ?
NEDEN İNSANLAR BİRBİRİNE SEN NE İSTİYORSUN, NE YAPMAK İSTERSİN? diye sormuyor da BAŞKALARI ADINA KARARLAR VERİYOR? Ne düşüneceği, ne yapacağı konusunda kararlar neden hep başkaları tarafından veriliyor.
PARA AĞAÇTA MI YETİŞİYOR, PARA KAZANMAK ÇOK ZOR denilen atalarımıza ait hikayeler neden hala devam ediyor. O zaman için o şartlarda doğru olsa da hayattaki değişimler içinde çocuklara hala bu bilinç neden empoze ediliyor. Değişimler neden görülmek istenmiyor? Şu anda 13-14 yaşındaki çocukların oturduğu yerden milyarlar kazandığı bu dönemde bu bilinç neden hala ortalarda.
Fakirler, orta direkler, zenginler gibi yapılan onlarca sınıf ayrımcılıkları... ayrımcılık bilinciyle, ötekileştirilerek toplum içinde ne yapılmaya çalışılıyor? hayat zormuş gibi göstermek niye?
Sana her anlamda zarar veren insanları sırf bazı etiketler yüzünden ailesin, ebeveynsin, evlisin, kardeşsin diye üzerindeki rollerin sorumluluklarını zorunluluk haline getiren ya da işine, ilişkine çok emek verdin diye oraya mahkum eden eğer bu mahkumiyetlere uymazsan, paran olmaz, geleceğin olmaz, yalnız kalırsın,sevilmezsin vs gibi korkular yaratan senin isteklerini ,yapmak istediklerini , değerlerini umursamayan insanlarla dolu hikayeler içinde hayatı zorlaştıran kim?
Şimdi bütün bu konularla ilgili yazdığım her bir satırın altını, hayat içinde yaşanan hikayeler, alınan sonuçlar ödenen bedellerle dolu sayfalar boyunca yazılar yazabilirim.
Sizler de her birini okudukça, 'Evet aynen böyle oluyor, benim hayatımı anlatmış, işte tam da bu böyle' dersiniz. Yazıyı okur, bitirir,sonra unutur yine aynı çıkmaz yoldan gider, hayat içinde bekler,durur, eski alışkanlık alanınıza yerleşir bildiğinizi okuyarak yaşamaya devam edersiniz. Yani kendinizi şikayetlerle dolu hayat içinde beklemeye alırsınız.
BÖYLE Mİ DEVAM ETMEK İSTİYORSUNUZ?
DÜNYADA HAYATIMIZIN HER NOKTASINDA DEĞİŞİM HER AN GERÇEKLEŞİRKEN BU DEĞİŞİMLER NEDEN RET EDİLİYOR?BU DEĞİŞİMİN AKIŞINDA OLURSAN NE OLMASINDAN KORKUYORSUN?
Bütün bu soruları sor kendine, düşün üzerinde. Ben ne yapıyorum nasıl yaşıyorum de ve cesaretle dürüstçe yüzleş kendinle.
DEĞİŞİMİN AKIŞINDA OLMAK, ESNEMEK, FARKLI BAKIŞ AÇILARIYLA BAKMAK, SONSUZ OLASILIKLARIN OLDUĞUNU FARK ETMEK, DEĞERLERİNE GÖRE YAŞAMAK, İNSAN OLMAK BU KADAR KOLAYKEN HAYAT ASLINDA ÇOK BASİTKEN, KİM NEYİ NEDEN ZORLAŞTIRMAYA ÇALIŞIYOR? DEĞİŞİRSEN, BİR ŞEYLERİ KENDİNDE VE HAYATINDA DEĞİŞTİRİRSEN NE OLUR? Farkındalıkla yaşa.
BU KİME ya da SANA NASIL BİR FAYDA SAĞLIYOR? NEYE HİZMET EDİYOR?
HEM BİLDİĞİMİ OKURUM, HEM ŞİKAYET EDERİM, KIZARIM, SÖYLENİRİM BİLİNCİYLE YAŞAMAK, ASLINDA ALIŞKANLIK OLAN BU BİLİNCE SADAKATLE DEVAM ETMEK, BAĞLI KALMAK SENİN O RET ETTİĞİN EBEVEYNLERİNİN BAKIŞ AÇISI değil mi? Madem kızıyorsun neden devam ediyorsun? Ne istiyorsun?
Peki çocukluğum, gençliğim çok zordu diyen kişiler neden şimdi kendine hala zorluklar yaşatıyor.Kolay ve rahat olanı şimdi neden ret ediyorsun?
Burada ki diğer sorumsa şu, hiç mi güzel bir şey yoktu? Neden hep olumsuza odaklanıyorsunuz?
Zor değildi o dönemin şartlarındaki imkanlar, öğretiler buydu diyebilir miyiz? Neler öğrendiniz acaba buna mı odaklansanız da, kendinizde şu an değişen şartlarınızı ve bunları sizin gerçekleştirdiğinizi görseniz bu size iyi hissettirmez mi?
Mesela bir örnek verelim. Siz o şartlarda hayal kurmayı, bir şeyler istemeyi ve büyüdükçe isteklerinizin peşinden gitmeyi ve bunları kendi başınıza gerçekleştirmeyi öğrendiniz. Bu hayat içinde çok önemli olan bir öğreti değil mi? Başarı hikayelerinizi ne kadar gururla anlatıyorsunuz değil mi?
Her şeyi yapabileceğini bilmek! Efsane güzel bir duygu değil mi?
İşte şimdi hayatınızdaki insanlara, çocuklarınıza da bunu şu an ki şartlarda öğretmek, desteklemek çok önemli ve değerli bir yaşam bilinci olmalı. Herkesin hayatı bu şekilde daha da kolaylaşmaz mı? Daha da güzel ve keyifli hayatlar yaşanmaz mı?
Peki bunu yerine sizin öğrendiğiniz ya da size yapıldığı gibi çevrenize,arkadaşlarınıza yapamazsın, başaramazsın, o iş yaş gibi cümlelerle konuşurken, siz ne yapmaya çalışıyorsunuz? Neden bunu yapıyorsunuz? İnanıyorsan ve istiyorsan denemelisin, yapabilirsin, başarırsın, sana güveniyorum sözlerine ne oldu? Destek vermek hayatı kolaylaştırmaktır.
NE ZOR İNSAN VAR, NE DE HAYAT ZOR. SADECE HAYATIN ZOR OLDUĞUNA İNANDIĞI İÇİN HAYATI KENDİNİN ZORLAŞTIRDIĞINI GÖREMEYEN İNSANLAR VAR.
İMKANSIZ DİYE BİR ŞEY YOK. İMKANLAR SONSUZ. OLASILIKLAR SONSUZ. HAYAT ÇOK KOLAY VE BASİT.SADECE İZİN VERİN KENDİNİZE. KOLAY OLANI KABUL EDİN.
NEREDEN BAKTIĞINA, NE GÖRDÜĞÜNE, NEYE İZİN VERDİĞİNE, FARKINDA OLDUĞUN OLMADIĞIN HER ŞEYE BAĞLI OLARAK HAYATI ANLAMLANDIRMAN DEĞİŞİR.
BAKIŞ AÇINIZI DEĞİŞTİRDİĞİNİZDE, GEÇİRGEN OLDUĞUNUZDA RAHATLIYOR VE ÖZGÜRLEŞİYORSUNUZ.
KENDİNİZİ İYİLEŞTİRMEK Mİ İSTİYORSUNUZ? O ZAMAN KENDİNİZİ İYİLEŞTİRİN. YAPAMADIKLARINIZI YAPIN. SİZE VERİLMEDİĞİNİ DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ ŞEYLERİ SİZ KENDİNİZE ŞİMDİ VERİN. HAYATINIZI EĞLENCELİ HALE GETİRMEK SİZİN ELİNİZDE.
SONUÇTA ÖYLE BİR HAYAT YARATIN VE YAŞAYIN Kİ,HER GÜN HER AN SÖYLEDİKLERİNİZLE YAPTIKLARINIZLA VİCDANINIZ RAHAT BİR ŞEKİLDE KENDİNİZİ ONAYLAYAN BİR İNSAN OLUN.
MERAK EDİN, MERAK EDEREK YAŞAYIN. GÖZLEMLEYEREK YAŞAYIN. BUYAPTIĞIM BANA İYİ GELİYOR MU? ÇOCUĞUMA İYİ GELİYOR MU? DİYE BAKIN, KENDİNİZE VE ÇEVRENİZE.
GEÇMİŞİN DEĞİL. DEĞİŞİMLERİN İÇİNDE OLUN. ŞU ANIN İÇİNDE KALIN.
DEĞERLERİNİZLE DOLU GÜZEL HAYATLAR YAŞAYIN VE YAŞATIN.
Sana kimse sormasa da ben sana soruyorum? Sen de kendine sor? Başkalarına sor?
SEN NE İSTİYORSUN? NASIL YAŞAMAK, NE YAPMAK İSTİYORSUN? SANA KENDİNİ İYİ HİSSETTİRECEK OLAN, SENİ MUTLU EDECEK YÜZÜNÜ GÜLÜMSETECEK OLAN ŞEY NE? HANGİ HAYAT TARZI SANA İYİ GELİR? İŞTE BU SORULARIN CEVAPLARI DEĞİŞİMİN AKIŞINDA HAREKETE GEÇİRECEK SİZİ.
Şimdi bütün bunların ışığında bak. Gerçekten hayat mı zor yoksa insanlar mı hayatı zorlaştırıyor?
Hayat zor diyorsan tamam zoru başardın. Yeterince zorlu hayatlar yaşadın ve yaşattın. Konfetiler alkışlar gelsin sana. Şimdi kolay olanı yap. Yapabilir misin? Hayatı kolaylaştır. Başarabilir misin? Aslında kolay olan hayat yaratmak senin için zor olsa gerek ama belki başarabilirsin. ( ters psikoloji yaparsam belki sende işe yarar, kim bilir? )
Neyse, benim hep söylediğim ve inandığım şey bana göre hayat çok kolay, insanlar da öyle. Sevgiyle, iyilikle farkındalıkla bakarsan her şey aslında çok kolay ve keyifli. Kişisel sınırların net olduğu müddetçe, nerede dur, nerede hayır, nerede evet demeyi kendine öğrettikçe sen de hayatın içinde mükemmel hissedeceğin insanlarla olur, şahane deneyimler yaşarsın.
FARKLI DÜŞÜN, FARKLI GÖR, FARKLI YAŞA, FARKLI DAVRAN HEPSİNİN ALTINDA KENDİNİ SEVEN, HAYATI SEVEN, İYİ HİSSETMEK İSTEYEN, HAYATIN KOLAY VE HER ŞEYİN MÜMKÜN OLDUĞUNU BİLEN İNSAN OL. BU YÜZDEN HAYATINDAKİ HER ŞEYİ KOLAYLAŞTIRABİLECEK OLAN KİŞİ SENSİN.
SADECE SEVGİ VE SAYGI DOLU BİR ŞEKİLDE YAŞAMAK, KENDİNE VE HAYATA NAZİK DAVRANMAK, ŞARTLAR NE OLURSA OLSUN KENDİNİ VE İSTEKLERİNİ, HAYALLERİNİ SEÇEN İNSAN OLMAK VE İSTEDİĞİ HAYAT İÇİN ADIMLAR ATMAK HAYATLARINIZI YAŞARKEN SİZE İYİ GELECEK.
SEN VE HAYAT İŞ BİRLİĞİ YAPTIKÇA ARMAĞANLAR VE MUCİZELERLE DOLU GÜZEL HİKAYELERİN OLACAK.
ŞİMDİ SENİN IŞILDAMA ZAMANIN OLSUN.
Işık ve sevgiyle kalın.
ÖĞRENİLMİŞ ALIŞKANLIKLAR ve EZBERLER İÇİNDE YAŞANAN HAYATLAR NASIL DA HAYATLARDA ZORLU YÜKLER HALİNE GELİYOR.
Vicdana yönelik oynanan oyunlar, suçluluk duyarak yaşayan insanlar,zorunluluklar içinde sanki bir mahkum gibi yaşanan hayatlar.İyi haber şu ki, İlelebet müebbet yediğiniz hapis hayatındaymışsınız gibi yaşamanıza gerek yok. Özgürleşme zamanı.
Nasıl zorlaştırılıyor bütün bu hayatlar?
Bitirmek ve bırakmanın ya da ayrılık ve vedaların acı vermek zorunda olduğuna inanan insanlar.
Bir şeyi bırakmak, ayrılmak neden başlamak kadar normalleştirilmiyor da büyük bir acı ve ölüm gibi bakılıyor bu hayatlara. Yola çıktığınızda birbirinize iyi geliyordunuz yolda ilerlerken iyi gelmemeye başladınız ve o zaman bitti deme hakkınız var. Aslında başlamak kadar bitirmek de bu kadar normalken neden zorlaştırıyorsunuz.Kimden öğrendiniz ayrılıkların acı verdiğini. Ya da bitirmek istemiyorsanız neden ilişkileriniz sinyaller verirken iyileştirmeye çalışmıyorsunuz? İlişki, iş , arkadaşlık her şey için geçerli bu söylediklerim. Birbirinize iyi gelmek varken, yormak, üzmek, yıpratmak niye?
Ayrılık olduğunda bu kadar üzülmek niye? Yapmadıkların mı? Yapamadıkların mı? Sana yapılmayanlar mı? Ona mı yoksa kendine mi üzülüyorsun? Yaşayamadıkların için mi acı çekiyorsun yaşatmadıkların için mi? Yaptıkların için mi pişmanlık duyuyorsun, yapamadıkların için mi? Milyonlarca soru sorsam burada aslında yaşadığın bu acının karşındakiyle değil senin kendinle ilgili olduğunu anlarsın. Sen ilişkinin bittiğine değil kendinle ilgili hikayene üzülüyorsun. Sadece neye üzüldüğünün farkında ol. Zorlaştırma hayatını. Değişime başlamak varken öfke ve intikam oyunlarına girenler daha büyük dersler alacağı başka oyunların içinde kalırlar. Öfke, kızgınlık, acı üzüntü sadece senin hayatını zorlaştırır.
Ailelerini anlamak ve kabul etmek yerine, ret ederek,suçlayarak, kızarak yaşayan insanların aslında aynı aileleri gibi yaşamaya devam ettiklerinin farkında olmaması ve hala aileyi suçlamaya devam etmesi hayatı zorlaştıran başka bir oyundur.
Yeni nesil ebeveynlerin,kendi ailesinden farklı olduğunu düşünerek , çocuğunun hiç bir şeyine kızmaması, karışmaması gerektiğine inanarak yaşama zorunluluğu! Sanki iyi bir ebeveyn olmak, sevmek ya da özgür çocuk yetiştirmek böyle olmalı diye kendini inandırmış olması. Sonra saçma yerlerde oluşan tahammülsüzlükle gelen öfke patlamaları.Bunun sonrasında kızma hakkını kendine vermediği için yaşanan suçluluk duyguları zor hayatlardır.
Bana ailem yapmadı, almadı, izin vermedi ben çocuğuma öyle yapmayacağım,onun için her şeyi yapacağım diye başlayan hikayelerse yeni nesil ebeveynlerin ciddi bir hayat dersi olacak sanırım.
Ben yapamadım çocuğum yapsın bir anlamda çok güzel. Ancak bu durum kararında ve dengede olduğunda çocuk için muhteşem deneyimler getirebilir. Ama burada çocuğa kimse bir şey sormuyor? İster misin? Sen ne istersin? Sadece onun adına karar veriliyor ve yapması için zorlanıyor. Çocuk aslında istemiyor, aileyi memnun etmek için, anne baba surat asmasın, söylenmesin diye kabul ediyor. Sonra aile minnet bekliyor. Mesela yurtdışında yaz tatili okullarına göndermek bu hikayelerden birine örnek. Çocuk mutsuz, aile kendine yapılmayanı verdiği için mutlu.Sonuç?
Ufacık bir memnuniyetsiz geri bildirim gelirse çocuktan, vayy efendim diye başlanan sözler, ailenin verdiği imkanlar karşısında çocuğa suçlu hissettirmeler, nankör diye suçlamalar, vicdan yaptırmalar, çocuğu kendine borçlu hissettirmeye çalışmalar ve daha bir çok hikaye.
Bu memnun etme hikayesini hatırladın mı? Ailen için, sevilmek, kabul edilmek için, evde sorun çıkmasın diye, başkaları için kendi yapmak istediklerinden vazgeçme hikayesi senin de hikayen değil mi? Hayır dersen başına geleceklerden korkmak! İstemiyorum diyememek. Bir şey istemekten korkmak. Şimdi modernleşmiş halde çocuğunda aynı hikayede olabilir mi?
Sen de ailen yapmadığı için onlara suçlu hissettirmiştin, suçlamıştın şimdi ne oldu? Şimdi sen her şeyi yapmana, vermene rağmen sen de suçlanıyorsun?
Peki aslında konu ne?
Sana yapılmayanı vererek kendini mi yoksa çocuğunu mu iyileştirmeye çalışıyorsun?
Lütfen bu soruyu ciddiye al. Ben çocuğumu mu kendimi mi iyi etmeye çalışıyorum?
Ben yapamadım çocuğum yapsın. Çocuğun istiyor mu? İstediğini söylediği şey için gerçekten seni memnun etmek için mi söylüyor yoksa gerçek anlamda istediği için mi yapıyor. En az 30 senelik yaş farkı olduğunu düşünsek o zaman senin istediğin bir şeyi şimdi dünya her anlamda değişirken belki çocuğun senin kadar istemiyor ya da başka şeyler istiyor ama sen görmek istemiyor olabilir misin? Acaba anlaman gereken şey çocuğun ne istiyor diye sormak, merak etmek,onu anlamaya çalışmak olabilir mi? İmkanlarını daha esneyerek, farklı düşünerek kullanmak, değişime izin vermek, hayattaki değişimi görmek, belki biraz daha farklı bakmak bir çözüm olabilir mi? Ezber hayatlardan çıkmak belki herkese çok iyi gelebilir.
Çocuklarınızın her şeyini karşılarken, her istediğini alıp, siz yaparken o ne yapacak? Ona ilham veren onu heyecanlandıran ve hedeflerini hayallerini gerçekleştirebilme gücünün onda olduğu bilincini çocuğunun elinden alan ve sonra ben niye kendimi yoracağım, ailem benim için yapar diyen çocuklara neden kızıyorsunuz? Bunu onlara siz öğrettiniz. Kendine mahkum eden, çocuğun yaratım gücünü, isteme, arzu etme, yapabilme imkanlarını çalan aileler topluluğu olundu. Borçlarını ödemek, ev almak, araba almak, iş kurmak, evlendirmek çocuğun yapması gereken sorumluluklar değil mi? Ailelerin çocuğun bu yaratım alanında işi ne? Neden çocuklarınızı kendinize mahkum ediyorsunuz? Sonra bu çocuklarının neyini eksik ettik niye böyle mutsuzlar diye neden söyleniyorsunuz? Bir şeyleri başarabilme, cesaretle adım atma, yapabilme hayallerini gerçekleştirme gücünü ondan niye çalıyorsunuz? Bütün bunları yaparken sizden istemeye devam ettiğinde ona niye kızıyorsunuz? Siz öğrettiniz böyle yaşamayı.
Bu şey değil mi, hani 30-40 sene evvel ki zengin, fabrikatör ailenin şımarık çocuğu hikayesi. Bence aynı hikayenin yeni nesil modernleşmiş ebeveyn bilincinde artarak çoğalması.
Acaba yurtdışında tüm ailelerin hatta çok zengin olanların bile çocuklarına 18 yaşında ayaklarının üstünde durması için evden göndermeleri, kendi parasını kazanmayı öğretmek için erken yaşlarda garsonluk, tezgahtarlık ve birçok işte çalışmalarına göz yummaları, hedeflerini ancak kendilerinin gerçekleştireceğine güvenmeyi öğretmeleri ve daha bir çok şey... bütün bu aileler de çocuklarını çok seven aileler değil mi? Onlar çocukları için sizin yaptıklarınızı yapamazlar mı? Acaba neden böyle davranıyorlar? Kendi hayatlarınızı zorlaştırırken çocuklarınızın hayatlarını iyilik adı altında zorlaştırıyor olabilir misiniz?
Başka neler yaşanıyor bu hayatta? Aslında kolay olan ama zorlaştırılan neler var?
İlişkilerde, iş dünyasında hatta bedenin için bile kaybetme noktasına gelinceye kadar fütursuzca yapılan hareketler, kaybettiğinde hayatın, insanların, kendinin farkına vararak yaşanan pişmanlıklar yani kaybetmek üzereyken, kaybettiğinde anlaşılan ilişki bilinci.
Hasta olmadan bedeninle ilişki kurmaktan kaçmak, bedenine önemsiz hissettirmek, kötü davranmak sağlığına dikkat etmemek zor bir hayat değil mi? Kim yapıyor bunları. Hayat mı sen mi?
İntikamlar, hırslar,kendisine toplumun biçtiği rolleri kimlikleri alan, hatta duyguları ve davranış şekillerini satın alan, kopyalayan, kim olduğunu ne istediğini unutan insanlar zorlu hayatlar yaratırlar ve sonra hayta zor derler.
NEDEN İNSANLAR BU KADAR KENDİ OLMAKTAN, KENDİNİ GEÇMİŞTEN HER ŞEYDEN ÖZGÜRLEŞTİRMEKTEN KORKUYOR? Kendisi olabilmenin yollarını aramak , değişebilmek, esnemek ( sabit bakış açısından çıkmak, farklı yollar denemek) varken, kendisine ait olmayan yükleri , rolleri, sorumlulukları neden üzerinden atarak yaşamanın, özgür olmanın yolları aranmıyor.
NEDEN HAYALLERİNİZİ OLMAYACAK YERLERDE VE KİŞİLERLE ( iş, eş, arkadaş vs) OLDURTMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ VE KENDİNİZİ HAYALLERİNİZDEN VAZGEÇECEK KADAR ÜZÜYOR YA DA YORUYORSUNUZ?
NEDEN İNSANLAR BİRBİRİNE SEN NE İSTİYORSUN, NE YAPMAK İSTERSİN? diye sormuyor da BAŞKALARI ADINA KARARLAR VERİYOR? Ne düşüneceği, ne yapacağı konusunda kararlar neden hep başkaları tarafından veriliyor.
PARA AĞAÇTA MI YETİŞİYOR, PARA KAZANMAK ÇOK ZOR denilen atalarımıza ait hikayeler neden hala devam ediyor. O zaman için o şartlarda doğru olsa da hayattaki değişimler içinde çocuklara hala bu bilinç neden empoze ediliyor. Değişimler neden görülmek istenmiyor? Şu anda 13-14 yaşındaki çocukların oturduğu yerden milyarlar kazandığı bu dönemde bu bilinç neden hala ortalarda.
Fakirler, orta direkler, zenginler gibi yapılan onlarca sınıf ayrımcılıkları... ayrımcılık bilinciyle, ötekileştirilerek toplum içinde ne yapılmaya çalışılıyor? hayat zormuş gibi göstermek niye?
Sana her anlamda zarar veren insanları sırf bazı etiketler yüzünden ailesin, ebeveynsin, evlisin, kardeşsin diye üzerindeki rollerin sorumluluklarını zorunluluk haline getiren ya da işine, ilişkine çok emek verdin diye oraya mahkum eden eğer bu mahkumiyetlere uymazsan, paran olmaz, geleceğin olmaz, yalnız kalırsın,sevilmezsin vs gibi korkular yaratan senin isteklerini ,yapmak istediklerini , değerlerini umursamayan insanlarla dolu hikayeler içinde hayatı zorlaştıran kim?
Şimdi bütün bu konularla ilgili yazdığım her bir satırın altını, hayat içinde yaşanan hikayeler, alınan sonuçlar ödenen bedellerle dolu sayfalar boyunca yazılar yazabilirim.
Sizler de her birini okudukça, 'Evet aynen böyle oluyor, benim hayatımı anlatmış, işte tam da bu böyle' dersiniz. Yazıyı okur, bitirir,sonra unutur yine aynı çıkmaz yoldan gider, hayat içinde bekler,durur, eski alışkanlık alanınıza yerleşir bildiğinizi okuyarak yaşamaya devam edersiniz. Yani kendinizi şikayetlerle dolu hayat içinde beklemeye alırsınız.
BÖYLE Mİ DEVAM ETMEK İSTİYORSUNUZ?
DÜNYADA HAYATIMIZIN HER NOKTASINDA DEĞİŞİM HER AN GERÇEKLEŞİRKEN BU DEĞİŞİMLER NEDEN RET EDİLİYOR?BU DEĞİŞİMİN AKIŞINDA OLURSAN NE OLMASINDAN KORKUYORSUN?
Bütün bu soruları sor kendine, düşün üzerinde. Ben ne yapıyorum nasıl yaşıyorum de ve cesaretle dürüstçe yüzleş kendinle.
DEĞİŞİMİN AKIŞINDA OLMAK, ESNEMEK, FARKLI BAKIŞ AÇILARIYLA BAKMAK, SONSUZ OLASILIKLARIN OLDUĞUNU FARK ETMEK, DEĞERLERİNE GÖRE YAŞAMAK, İNSAN OLMAK BU KADAR KOLAYKEN HAYAT ASLINDA ÇOK BASİTKEN, KİM NEYİ NEDEN ZORLAŞTIRMAYA ÇALIŞIYOR? DEĞİŞİRSEN, BİR ŞEYLERİ KENDİNDE VE HAYATINDA DEĞİŞTİRİRSEN NE OLUR? Farkındalıkla yaşa.
BU KİME ya da SANA NASIL BİR FAYDA SAĞLIYOR? NEYE HİZMET EDİYOR?
HEM BİLDİĞİMİ OKURUM, HEM ŞİKAYET EDERİM, KIZARIM, SÖYLENİRİM BİLİNCİYLE YAŞAMAK, ASLINDA ALIŞKANLIK OLAN BU BİLİNCE SADAKATLE DEVAM ETMEK, BAĞLI KALMAK SENİN O RET ETTİĞİN EBEVEYNLERİNİN BAKIŞ AÇISI değil mi? Madem kızıyorsun neden devam ediyorsun? Ne istiyorsun?
Peki çocukluğum, gençliğim çok zordu diyen kişiler neden şimdi kendine hala zorluklar yaşatıyor.Kolay ve rahat olanı şimdi neden ret ediyorsun?
Burada ki diğer sorumsa şu, hiç mi güzel bir şey yoktu? Neden hep olumsuza odaklanıyorsunuz?
Zor değildi o dönemin şartlarındaki imkanlar, öğretiler buydu diyebilir miyiz? Neler öğrendiniz acaba buna mı odaklansanız da, kendinizde şu an değişen şartlarınızı ve bunları sizin gerçekleştirdiğinizi görseniz bu size iyi hissettirmez mi?
Mesela bir örnek verelim. Siz o şartlarda hayal kurmayı, bir şeyler istemeyi ve büyüdükçe isteklerinizin peşinden gitmeyi ve bunları kendi başınıza gerçekleştirmeyi öğrendiniz. Bu hayat içinde çok önemli olan bir öğreti değil mi? Başarı hikayelerinizi ne kadar gururla anlatıyorsunuz değil mi?
Her şeyi yapabileceğini bilmek! Efsane güzel bir duygu değil mi?
İşte şimdi hayatınızdaki insanlara, çocuklarınıza da bunu şu an ki şartlarda öğretmek, desteklemek çok önemli ve değerli bir yaşam bilinci olmalı. Herkesin hayatı bu şekilde daha da kolaylaşmaz mı? Daha da güzel ve keyifli hayatlar yaşanmaz mı?
Peki bunu yerine sizin öğrendiğiniz ya da size yapıldığı gibi çevrenize,arkadaşlarınıza yapamazsın, başaramazsın, o iş yaş gibi cümlelerle konuşurken, siz ne yapmaya çalışıyorsunuz? Neden bunu yapıyorsunuz? İnanıyorsan ve istiyorsan denemelisin, yapabilirsin, başarırsın, sana güveniyorum sözlerine ne oldu? Destek vermek hayatı kolaylaştırmaktır.
NE ZOR İNSAN VAR, NE DE HAYAT ZOR. SADECE HAYATIN ZOR OLDUĞUNA İNANDIĞI İÇİN HAYATI KENDİNİN ZORLAŞTIRDIĞINI GÖREMEYEN İNSANLAR VAR.
İMKANSIZ DİYE BİR ŞEY YOK. İMKANLAR SONSUZ. OLASILIKLAR SONSUZ. HAYAT ÇOK KOLAY VE BASİT.SADECE İZİN VERİN KENDİNİZE. KOLAY OLANI KABUL EDİN.
NEREDEN BAKTIĞINA, NE GÖRDÜĞÜNE, NEYE İZİN VERDİĞİNE, FARKINDA OLDUĞUN OLMADIĞIN HER ŞEYE BAĞLI OLARAK HAYATI ANLAMLANDIRMAN DEĞİŞİR.
BAKIŞ AÇINIZI DEĞİŞTİRDİĞİNİZDE, GEÇİRGEN OLDUĞUNUZDA RAHATLIYOR VE ÖZGÜRLEŞİYORSUNUZ.
KENDİNİZİ İYİLEŞTİRMEK Mİ İSTİYORSUNUZ? O ZAMAN KENDİNİZİ İYİLEŞTİRİN. YAPAMADIKLARINIZI YAPIN. SİZE VERİLMEDİĞİNİ DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ ŞEYLERİ SİZ KENDİNİZE ŞİMDİ VERİN. HAYATINIZI EĞLENCELİ HALE GETİRMEK SİZİN ELİNİZDE.
SONUÇTA ÖYLE BİR HAYAT YARATIN VE YAŞAYIN Kİ,HER GÜN HER AN SÖYLEDİKLERİNİZLE YAPTIKLARINIZLA VİCDANINIZ RAHAT BİR ŞEKİLDE KENDİNİZİ ONAYLAYAN BİR İNSAN OLUN.
MERAK EDİN, MERAK EDEREK YAŞAYIN. GÖZLEMLEYEREK YAŞAYIN. BUYAPTIĞIM BANA İYİ GELİYOR MU? ÇOCUĞUMA İYİ GELİYOR MU? DİYE BAKIN, KENDİNİZE VE ÇEVRENİZE.
GEÇMİŞİN DEĞİL. DEĞİŞİMLERİN İÇİNDE OLUN. ŞU ANIN İÇİNDE KALIN.
DEĞERLERİNİZLE DOLU GÜZEL HAYATLAR YAŞAYIN VE YAŞATIN.
Sana kimse sormasa da ben sana soruyorum? Sen de kendine sor? Başkalarına sor?
SEN NE İSTİYORSUN? NASIL YAŞAMAK, NE YAPMAK İSTİYORSUN? SANA KENDİNİ İYİ HİSSETTİRECEK OLAN, SENİ MUTLU EDECEK YÜZÜNÜ GÜLÜMSETECEK OLAN ŞEY NE? HANGİ HAYAT TARZI SANA İYİ GELİR? İŞTE BU SORULARIN CEVAPLARI DEĞİŞİMİN AKIŞINDA HAREKETE GEÇİRECEK SİZİ.
Şimdi bütün bunların ışığında bak. Gerçekten hayat mı zor yoksa insanlar mı hayatı zorlaştırıyor?
Hayat zor diyorsan tamam zoru başardın. Yeterince zorlu hayatlar yaşadın ve yaşattın. Konfetiler alkışlar gelsin sana. Şimdi kolay olanı yap. Yapabilir misin? Hayatı kolaylaştır. Başarabilir misin? Aslında kolay olan hayat yaratmak senin için zor olsa gerek ama belki başarabilirsin. ( ters psikoloji yaparsam belki sende işe yarar, kim bilir? )
Neyse, benim hep söylediğim ve inandığım şey bana göre hayat çok kolay, insanlar da öyle. Sevgiyle, iyilikle farkındalıkla bakarsan her şey aslında çok kolay ve keyifli. Kişisel sınırların net olduğu müddetçe, nerede dur, nerede hayır, nerede evet demeyi kendine öğrettikçe sen de hayatın içinde mükemmel hissedeceğin insanlarla olur, şahane deneyimler yaşarsın.
FARKLI DÜŞÜN, FARKLI GÖR, FARKLI YAŞA, FARKLI DAVRAN HEPSİNİN ALTINDA KENDİNİ SEVEN, HAYATI SEVEN, İYİ HİSSETMEK İSTEYEN, HAYATIN KOLAY VE HER ŞEYİN MÜMKÜN OLDUĞUNU BİLEN İNSAN OL. BU YÜZDEN HAYATINDAKİ HER ŞEYİ KOLAYLAŞTIRABİLECEK OLAN KİŞİ SENSİN.
SADECE SEVGİ VE SAYGI DOLU BİR ŞEKİLDE YAŞAMAK, KENDİNE VE HAYATA NAZİK DAVRANMAK, ŞARTLAR NE OLURSA OLSUN KENDİNİ VE İSTEKLERİNİ, HAYALLERİNİ SEÇEN İNSAN OLMAK VE İSTEDİĞİ HAYAT İÇİN ADIMLAR ATMAK HAYATLARINIZI YAŞARKEN SİZE İYİ GELECEK.
SEN VE HAYAT İŞ BİRLİĞİ YAPTIKÇA ARMAĞANLAR VE MUCİZELERLE DOLU GÜZEL HİKAYELERİN OLACAK.
ŞİMDİ SENİN IŞILDAMA ZAMANIN OLSUN.
Işık ve sevgiyle kalın.