sefagedik
Üye
- Katılım
- 21 May 2023
- Mesajlar
- 246
- Tepkime puanı
- 1
- Puanları
- 3
İtibar:
Hatalar insan yaşamının bir parçasıdır. Hata yapmayan insan söz konusu olmayacağına göre, insanın yaptığı hatalara karşı tavrı nasıl olmalıdır? İnsan bir hata yaptığında ne kadar üzerinde durmalıdır? Hatasını ömrü boyunca kendisine hatırlatmalı mıdır? Her hatadan sonra tevbe edilir mi? Rabbimiz hangi hataları bağışlayıcıdır? Hata yapmak basitliğin göstergesi midir? Müslüman herşeyde olduğu gibi bu soruların da cevabını Kuran'da aramalıdır.
Müslüman kendisine hatası söylendiğinde hemen tavrını değiştirip, tevbe eder. Bundan dolayı bir hesabın içerisine girmez, hatasını onur meselesi yapmaz. Hatası kendisine söylendi diye kızgınlık yaşamaz, davranışlarını düzeltmek için gevşek davranmaz. Müslüman Allah'a olan korkusu ve derin sevgisinden ötürü O'nun hoşnutluğunu kaybedecek bir tavır içerisine girmemeye çalışır. Ancak acizliğinden dolayı hataya düşse bile bunu hemen telafi edebilmek için gayret gösterir.
Hatalardan pişmanlık duyup tevbe etmek çok karmaşık bir durum değildir. Günlerce yapılan hataları düşünmeye gerek yoktur. Sadece hatalarından dolayı hemen samimice tevbe edip, güzel ahlak göstermeye gayret etmelidir. Bunun karşılığında Müslüman Rabbini bağışlayıcı olarak bulacaktır.
"Ve 'çirkin bir hayasızlık' işledikleri ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah'ı hatırlayıp hemen günahlarından dolayı bağışlanma isteyenlerdir. Allah'tan başka günahları bağışlayan kimdir? Bir de onlar yaptıkları (kötü şeylerde) bile bile ısrar etmeyenlerdir.'' (Al-i İmran Suresi, 135)
İnsan yaptığı hatadan dolayı Rabbine karşı acizliğini hatırlayarak Allah'a sığınmışsa hatasını gerçekten anlamış demektir. İnsan Allah'tan şiddetle korkar, yaptığı hatadan vazgeçerse, hesap günü bununla sorgulanacağının bilincinde olursa, Rabbine daha samimi yönelebilir ve tevbe edebilir.
"Ancak kim işlediği zulümden sonra tevbe eder ve (davranışlarını) düzeltirse, şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder. Muhakkak Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.''(Maide Suresi, 39)
Allah'a güçlü sadakat hissiyle bağlı kişiler ile Allah'ın zikrinden uzak kişilerin yaptıkları hatalara karşı tavırları farklıdır. Allah'tan uzak kişiler yaptıkları hatalardan dolayı Rablerine karşı bir sorumluluk duygusu hissetmezler, O'ndan korkmadıkları için hiç birşey olmamış gibi günlük hayatlarına geri dönerler.
Müslüman yaptığı hatadan dolayı derin bir pişmanlık duyar, içinde bulunduğu durumdan çok rahatsız olur. Ancak bu rahatsızlık hatasını sürekli düşünüp "Ben bu hatayı nasıl yaptım?'' şeklinde kendine zulüm etme anlamında değildir. Hatayı da bir hayır ve hikmetle Allah'ın yaptırdığını bilip, teslimiyetli bir tavır göstererek bir daha tekrarlamamak için dikkatli olmak anlamındadır.
Kuran ahlakından uzak bir mantıkla bakıldığında, bir konudan dolayı pişmanlık duymak; acı çekmek, durgunlaşmak, hayatla bağlantısını koparmak akla gelebilir. Oysa bu akılcı ve vicdani bir pişmalık şekli değildir. Rabbimiz'in istediği bu değildir. Zaten böyle bir pişmanlığın kimseye de faydası yoktur. Bu tür bir pişmanlıkta hatalar telafi edilemez, yaşanılan duruma akılcı yaklaşılamaz.
Müslümanlar yaşadıkları pişmanlıkta hayata küsmez, tam tersine hatasından dolayı tekrar kendini ıslah etme imkanı verdiği için Allah'a şükür içinde olur. Kendisini düzeltip Allah'ın rızasını kazanma arzusu Müslümanı ömrü boyunca şevkli ve azimli kılar.
"Ancak tevbe edenler, (kendilerini ve başkalarını) düzeltenler ve (indirileni) açıklayanlar(a gelince); artık onların tevbelerini kabul ederim. Ben, tevbeleri kabul edenim, esirgeyenim.''(Bakara Suresi, 160)
Müslüman kendisine hatası söylendiğinde hemen tavrını değiştirip, tevbe eder. Bundan dolayı bir hesabın içerisine girmez, hatasını onur meselesi yapmaz. Hatası kendisine söylendi diye kızgınlık yaşamaz, davranışlarını düzeltmek için gevşek davranmaz. Müslüman Allah'a olan korkusu ve derin sevgisinden ötürü O'nun hoşnutluğunu kaybedecek bir tavır içerisine girmemeye çalışır. Ancak acizliğinden dolayı hataya düşse bile bunu hemen telafi edebilmek için gayret gösterir.
Hatalardan pişmanlık duyup tevbe etmek çok karmaşık bir durum değildir. Günlerce yapılan hataları düşünmeye gerek yoktur. Sadece hatalarından dolayı hemen samimice tevbe edip, güzel ahlak göstermeye gayret etmelidir. Bunun karşılığında Müslüman Rabbini bağışlayıcı olarak bulacaktır.
"Ve 'çirkin bir hayasızlık' işledikleri ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah'ı hatırlayıp hemen günahlarından dolayı bağışlanma isteyenlerdir. Allah'tan başka günahları bağışlayan kimdir? Bir de onlar yaptıkları (kötü şeylerde) bile bile ısrar etmeyenlerdir.'' (Al-i İmran Suresi, 135)
İnsan yaptığı hatadan dolayı Rabbine karşı acizliğini hatırlayarak Allah'a sığınmışsa hatasını gerçekten anlamış demektir. İnsan Allah'tan şiddetle korkar, yaptığı hatadan vazgeçerse, hesap günü bununla sorgulanacağının bilincinde olursa, Rabbine daha samimi yönelebilir ve tevbe edebilir.
"Ancak kim işlediği zulümden sonra tevbe eder ve (davranışlarını) düzeltirse, şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder. Muhakkak Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.''(Maide Suresi, 39)
Allah'a güçlü sadakat hissiyle bağlı kişiler ile Allah'ın zikrinden uzak kişilerin yaptıkları hatalara karşı tavırları farklıdır. Allah'tan uzak kişiler yaptıkları hatalardan dolayı Rablerine karşı bir sorumluluk duygusu hissetmezler, O'ndan korkmadıkları için hiç birşey olmamış gibi günlük hayatlarına geri dönerler.
Müslüman yaptığı hatadan dolayı derin bir pişmanlık duyar, içinde bulunduğu durumdan çok rahatsız olur. Ancak bu rahatsızlık hatasını sürekli düşünüp "Ben bu hatayı nasıl yaptım?'' şeklinde kendine zulüm etme anlamında değildir. Hatayı da bir hayır ve hikmetle Allah'ın yaptırdığını bilip, teslimiyetli bir tavır göstererek bir daha tekrarlamamak için dikkatli olmak anlamındadır.
Kuran ahlakından uzak bir mantıkla bakıldığında, bir konudan dolayı pişmanlık duymak; acı çekmek, durgunlaşmak, hayatla bağlantısını koparmak akla gelebilir. Oysa bu akılcı ve vicdani bir pişmalık şekli değildir. Rabbimiz'in istediği bu değildir. Zaten böyle bir pişmanlığın kimseye de faydası yoktur. Bu tür bir pişmanlıkta hatalar telafi edilemez, yaşanılan duruma akılcı yaklaşılamaz.
Müslümanlar yaşadıkları pişmanlıkta hayata küsmez, tam tersine hatasından dolayı tekrar kendini ıslah etme imkanı verdiği için Allah'a şükür içinde olur. Kendisini düzeltip Allah'ın rızasını kazanma arzusu Müslümanı ömrü boyunca şevkli ve azimli kılar.
"Ancak tevbe edenler, (kendilerini ve başkalarını) düzeltenler ve (indirileni) açıklayanlar(a gelince); artık onların tevbelerini kabul ederim. Ben, tevbeleri kabul edenim, esirgeyenim.''(Bakara Suresi, 160)