• Konu İçeriğini Görebilmek İçin Lütfen Üye Olun. Aksi Takdirde İçeriği Göremezsiniz.

Garp cephesinde yeni bir şey yok

[ZF] Konu Bilgileri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Güncel ve Son Dakika Haberler kategorisinde End tarafından oluşturulan Garp cephesinde yeni bir şey yok başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 240 kez görüntülenmiş, 1 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Güncel ve Son Dakika Haberler
Konu Başlığı Garp cephesinde yeni bir şey yok
Konbuyu başlatan End
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan BuRsK

End

Üye
Katılım
21 Ocak 2021
Mesajlar
972
Tepkime puanı
51
Puanları
18
Cinsiyet
vtEvVy
Medeni Hali
vtEvVy
Memleket
19 ÇORUM
Takım
Fenerbahçe
Burç
Kova
Mesleği
Muhasebe

İtibar:

“Sessizlik lütfen”. Aslında görevlinin bu uyarıyı yapmasına hiç gerek yoktu. Gece mavisi duvar kağıtlarıyla kaplı salonu dolduran insanlar, ‘O’nun saatinin geldiğini bildikleri için, bir anda derin bir sessizliğe bürünmüşlerdi zaten.

Lambalar söndürüldü. Masalardaki soluk kehribar rengi mumların hüzünlü ışıkları eşliğinde yarı saydam bir karanlık oldu. İnsanların ve vazolardaki krizantemlerin gölgeleri, ince uzun çizgiler halinde duvarlara yansıdı. Salondaki bütün sesler kesildi.

Tek bir ramp ışığı, uzun huzmelerle sahneyi şöyle bir kolaçan etti. Sonra sahnenin tam ortasına konulmuş iskemlenin üzerinde odaklandı. Işığın parlaklığı arttı ve iskemleye yarı yatar bir şekilde oturmuş kadını aydınlattı.

Kadın güzeldi. Yüksek iskemleye ilişmiş, bacaklarını, ramp ışığının aydınlatamadığı bir yerlere doğru uzatmıştı. Başında beyaz kaşmirden silindir bir erkek şapkası vardı. Schiaparelli tasarımı bir erkek yeleği giymişti.

Piyanist bir ‘La’ sesi verdi ve kadın şarkısına başladı. Genizden gelen boğuk bir ses ve koyu bir Bavyera aksanıyla ‘Kışlanın önünde büyük bir kapı var / Kapının önünde bir fener yanar / Lili Marlin, Lili Marlin’ diye söylüyordu..

Sahneye uzak bir masada tek başına oturmuş olan adam da herkes gibi derin bir sessizlik içinde dinliyordu şarkıyı. Nedir, adam şarkının ikinci bölümünü dinlemek için bekliyordu asıl. İkinci bölüm başladı. Kadın hüzünlü ve yorgun bir sesle söylüyordu şimdi. ‘Bombalar, uçaklar şimdi nerede / Sevgilim acaba hangi siperde / O fenerin altında buluşalım ikimiz / Lili Marlin Lili Marlin…’

Adam dalıp gitti. Kışlaları, çamurlu siperleri, uğultulu bombaları, mitralyözleri, homurtulu bombardıman uçaklarını düşündü. Henüz on altı yaşında bir çocukken kendisini içinde buluverdiği o uğursuz savaşı düşündü.

Adam ‘Garp Cephesi’ni düşündü. Çatır çatır ayazlı bir şafakta, yavaşça mırıldandıkları Lili Marlin şarkısıyla bilinmeyen bir yerlere doğru yürürken, makineli tüfek ateşi altında delik deşik olan, haykırmaya bile vakit bulamadan, oracıkta ölüveren ‘silah arkadaşlarını’ düşündü.

Adam arkadaşlarını o buz tutmuş toprak üzerinde yatarken bırakıp, dehşet içinde kaçışını düşündü. Sonra da hayatı boyunca asla kulaklarından silinmeyecek olan o radyo haberini düşündü. Akşam güçlükle dinleyebildikleri ordu radyosu, tam altı arkadaşının öldürülmesine tanık olduğu o uğursuz gün için, 'Bugün Batı cephesinde kayda değer bir şey olmadı' demişti.

Kadın şarkısını bitirmişti. Adam da kalkıp kulise geçti. Kadının odasına girdi. ‘Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok’ romanının yazarı Erich Maria Remarque ile film artisti ve aynı zamanda bir şarkıcı olan sevgilisi Marlene Dietrich, birbirlerine sarıldılar…

Kara Anıt, Batı Cephesinde Yeni Bir Şey yok, Dönüş Yolu, İnsanları Seveceksin, Yaşamak Zamanı-Ölmek Zamanı, Tanrının Gözdesi Yok, Hayat Kıvılcımı ve Ölesiye Yaşamak
kitaplarıyla tanınan Alman yazar Erich Maria Remarque aslında papaz olmak istiyordu ama olamadı. Okuldayken, birinci dünya savaşı patladı ve genç Erich’in kafasındaki her şey değişti.

Cephede, kendisi gibi on altı yaşında olan altı arkadaşı, bir baskında öldürüldü. Şans eseri bu katliamdan yaralı olarak kurtulan Erich, o akşam ordu radyosundaki spikerin, ‘bugün kayda değer bir şey olmadı, batı cephesinde yeni bir şey yok’ dediğini duyunca donup kaldı ve bu sözü hayatı boyunca unutamadı.

1937 yılında kısa bir gezi için geldiği Paris’te Lido adlı gece kulübünde ünlü artist Marlene Dietrich ile karşılaştı. Dietrich Lido’da, bir zamanlar sinemada canlandırdığı Mavi Melek filmindeki Lola kılığında şarkıcılık yapıyordu. Remarque, kendisine “Buni” diye bir takma ad takan Dietrich’e aşık oldu. Ona sürekli olarak aşk mektupları yazdı. Remarque 1958 yılında ABD’li artist Pauletta Goddard ile evlendi ama Dietrich ile ilişkisini de sürdürdü. İki aşık 1970’e kadar mektuplaşmayı kesmediler.

Remarque eşiyle birlikte İsviçre’ye yerleşti. Dietrich’e her gün mektup yazıyor, telefon ediyor ve ondan “Lili Marlen” şarkısını söylemesini istiyordu. Dietrich de söylüyordu.

Remarque, 25 Eylül 1970’te öldü. O akşamki kent radyosu haberlerinde spiker, ‘o gün şehirde kayda değer bir şey olmadığını’ duyurdu.

Oysa dışarıda mevsim normallerinin üzerinde bir yağmur yağıyordu…
 
Üst Alt