Dijital faşizm geldi ama temel kodları değişmedi

Faşizm İtalya'da 100 yıl önceleri doğdu, İtalya çok değişti, faşizm de kılık değiştirdi dijital hale geldi fakat zulem ve kan kokan ana kodlarında hiçbir değişme olmadı, tam tersine dijital teknolojiler faşizme yeni silahlar kazandırdı.

1920'lerde İtalya'da Fasci Italiani di Combattimento adıyla kurulan bu siyasi hareket, daha sonra kurucusu Mussolini’nin kurduğu şekilden çıktı ve dijital hale geldi. Faşizmin her türlü baskısına tanık olmuş, hem İtalyan hem de Hitler Almanyasının Naziziminden payına düşeni almış bir yazar var. Primo Levi. Hitlerin toplama kamplarından sağ kurtulmuş ve faşizmin nasıl çalıştığını ayrıntıları ile görmüş ve bunlardan bir sonuç çıkarmış olan Primo Levi kısaca, faşizmin insanlık düşmanı olduğu sonucuna varmış.

Primo Levi her devirde faşizmin yaşadığını yeni kılıklara girdiğini gözlemlemiş, artık nazi kampları ve göçmen çocuklarını kafese koymak gibi bir uygulama olmasa da faşizmin klasik 9 temel kodunun değişmediğini ve internet çağında bu zulüm ve baskının sürdüğünü belirtiyor.

İşte faşizmin değişmeyen kodlar;

1. İnsan hakları, insan haysiyeti ve insan hayatı hakkında kayıtsız kalmak.
2. Entellektüel düşmanlığı, aydın nefreti, kozmopolitan ve universal düşünce nefreti.
3. Poulizm ve sağcı düşüncenin beyaz ırk üstünlüğü ile milliyetçiliği, ırkçılıkla birleştirme.
4. Erkek lider hayranlığı, erkek şovenizmi ve feminizm düşmanlığı.
5. Şirketlere büyük destek vermemek ve kapitalizmin destekçisi olmak.
6. Yıkıcı duygusallığı öne çıkarıp eleştirel düşünceye karşı çıkmak.
7. Apaçık, alenen bir şekilde yalakalara, yandaşlara, akraba ve yakınlara iltimas yapmak.
8. Karşıt, eleştirel düşünceye ve kendi görüşlerine aykırı düşünenlere düşmanlık.
9. Siyasi rakiplerini düşman olarak görmek, onlara karşı alenen karşı düşmanlığı saldırganlığı ve şiddeti desteklemen hedef göstermek.

Ideolojik olarak ana kadroları değişmeyen faşizmin dijital hale gelmiş şekli uygulamada farklılık gösterir.

1-Dijital faşizm internet üzerinden çalışır, eğer olmasa dijital faşizm olmaz.

2- Dijital faşizm internet üzerinden 4 ana muttefikle çalışır:

a- Binlerce populist, herkese düşman, komple teoristi, sağcı, dinci, neo- faşist internet siteleri.

b- İnternetten ticaret yapan sağcı dinci iş yeri siteleri, yarı sağcı, aşırı dinci, kılık kıyafet, hatıra eşya ve savaşları anımsatan hediyelikler satan siteler.

c- İnternet tatışma siteleri.

Bu siteler kendilerini takip edenleri daha aşrı dinci, ırkçı, yalan hahber ve kışkırtıcı yporumlarla bombardıman yaparlar, duysallık, hamaset kokan sloganlarla gaza getirirler.

d- Çoğu para ile tutulmuş sayıları binleri aşan ve belirli birilerinden alınan bir mesajla muhalif düşüncelere karşı harekete geçen, hakaret eden tehdit eden yalaka örgütlenmeleri.

Bazı dijital faşizm siteleri sağcı, dinci dünyanın sonu geliyor gibi hayali korkularla takipçileri arasında korku , evham duyguları yaratırlar. Ve adım adım kandırabilirler ile kandırılamayacakları birbirinden ayrılırlar. Kadırılabilecekler giderek faşizan düşünceleri benimserler, kandırılmayacak olanlara karşı genel hakaretler, imalar yapılır.

Dijital faşizm mühendisleri kurbanları genel bir felaket olacağı, felaket yaklaşıyor gibi korku verici mesajlarla faşist, dinci, ırkçı, bölücü gruplara iterler. Beklenmedik felaketler, yıkıcı hava koşulları, dış düşmanlar korkusu ile bunların beynini yıkayan demogoji uzmanları, siyasetin ermine girmiş satılık beyinler devreye girer ve sanki tüm gerçekleri onlar biliyormuş gibi onlar sağcı dinci, diktatör liderin arkasında toplanmaya çağırırlar. Bizi sadece sevgili liderimiz kurtarır düşüncesi işlenir. Yalan haberler, uydurma öykülerle iyice korkular yaratılır ve sonunda faşist kurtarıcı olarak kabul edilir.

Yeni faşizm yani digital faşizm, gazetelerin basına girmesini beklemez, 24 saat açıktır. Yeni Fuhter (Lider) hemen mikrofonu kapar ve yeni bir dinci, ırkçı, yalakalardan oluşan yürüyüşler tertiplenir. Daima onlar ve biz, bizim çocuklar, karşı tarafın teröristleri deyimi ve buna benzer cümleler kullanılır. Dijital faşizm her zaman canlı ve yaşıyor. Her an yeni düşmanlar, yeni hedefler buluyor. Bugün şu bölge insanı, yarın LGBT, ertesi gün şu rakip parti veya şu bilim adamı hedef olur.

Bir örnek istiyorsanız; ABD Kongre Binasını basan 6 Ocak 1922 olaylarını hatırlayın. Organize olmuş cehaletin yaptığı tahribatı düşünün. Bugün bu işin organizatörleri kanun önünde heap veriyorlar. Sessiz çoğunluk bir fanteziden ibaret. Dijital faşizm kendi çarpık algısının içinde hapistir. Ama internet bu çarpık algıyı ve çarpık ideolojiyi Youtube, Facebook, Twitter vb. teknolojik ürün ve platformlarla dünyaya yaymaya devam ediyor. Toplumsal birliktelik korkular ve salgın hastalıklarla insanları giderek yalnızlığa iterken, zihinsel bunalımlar ve korkular da artıyor. Ve sonuçta çalışma ve eğlence yerini tüketimcilik ve ticari medya daha da güçlü olarak sahaya giriyor. Bunun doğal sonucu da insanlar arasında ideolojik yakınlık ve korkudan kaynaklanan Dijital Kabileler ortaya çıkıyor. Bunları takiben insanlar arasındaki bağlantıları seçme, seçilme ve demokrasi kavranları ortadan kaybolurken dijital faşizm güçleniyor. Hiçbir şeyden haberi olmayan insan kalabalıkları giderek yalan haberi doğru, fanteziyi gerçek sanıyor. Yalan algı ve alternatif gerçek olaya hakim oluyor.

Böyle bir ortam ise sağcı dinci faşizmin güçlenmesine yardım ediyor. Yönlendirilen yalan mesajlar ve nefret söylemleri faşizmi olduğundan güçlü hale getiriyor.

London's Institute for Strategic Dialogue şu gerçekleri ortaya çıkarmış; Aşırı sağcı dinci kuruluşlar, kullandıları koordinasyon teknikleri ile nefret mesajlarnın yüzde 50'den fazlası sadece yüzde 5'lik gruptan geliyormuş. Tıpki bizdeki saray yalakası troll grupları gibi. Bir Alman sağcı grubu üyelerinin 100 bin olduğunu iddia edince araştırma sonucu üye sayısının sadece 40 olduğu ortaya çıkmış.

Bugün için dijital faşizm ve radikal sağcılar internet platformlarını savaş meydanı olarak görüyorlar.

Bu yazı için aşağıdaki makaleden yararlanmıştır. Yorumlar bizimdir.

“What is Digital Fascism”Thomas Klikauer and Norman Simms, NEW AGE-Fevruary 20, 1921

Teşekkürler