Linux
Emektar Üye
- Katılım
- 5 Şub 2022
- Mesajlar
- 3,555
- Tepkime puanı
- 4
- Puanları
- 38
- Konum
- istanbul
- Web sitesi
- www.uguragdas.com.tr
- İsim
- Uğur
- Cinsiyet
- Memleket
- 75 ARDAHAN
- Takım
- Galatasaray
- Burç
- Aslan
- Mesleği
- Konut Yönetim Müdürü
İtibar:
Curuf Nedir?
Curuf'dan arınma, curuftan temizlenme:
Curuf kelimesi modern tıpta kulanılmamaktadır, fakat kelimenin almanca karşılığı Entschlackung Almanayada oldukca çok kulanılan kelimedir. Bilindiği gibi curuf maddenleri eritince ortaya çıkan saf maddenin yanında birde pislik yığını ortaya çıkar bu artık maddeye curuf veya cürüf denir. Alternatif Tıp’ta curuf’dan arınma metabolik değişimler sonucu ortaya çıkan artık maddelerden arınma anlaşılır. Curuftan arınma oruç tutma, terleme kürları, şifalı bitki çayları, tentürler ile olursada en kalıcı tedavi Gökçek İksiri ile mümkündür. Modern Tıpta buna yer verilmez ve böbrekler ve karaçiğer vücuttaki artık maddeleri (cüruf) dışarı atar denir ve ayrıca arınmaya gerek yok derler.
Vücudumuzda 100 trilyon hücredeki metabolik değişimler yani hücrede enerji oluşumu sırasında karbonikasit (H2CO3) çıkar ve ayrıca bazı besinler (et, peynir ve mamüleri) ve içecekler (siyah çay, kahve ve kola) vücudun asit oranını aşırı yükselir. Eritrosit-Hemoglobin tampon sistemi ve sodyumbikarbonat (NaHCO3)-karbonikasidi tampon sistemi ile vücudun aist-baz denğesi korunur. Karbonikasit ve laktikasit (sütasidi) su ve karbondiokside dönüşür ve buda böbrekler ve akciğer tarafından dışarı atılır. Dışarı atılamayan asitler mineraller tarafından tuza (asidik tuzlar, bazik tuzlar veya halojenik tuzlar, yemek tuzu değil) dönüştürülür, sonra doku, kas, eklem, deri ve bağdokularına CURUF şekline yerleşir (depolanır). Curuf dağınık veya aynı oranda kas, deri, deri altı, organ ve dokulara yerleştiği gibi yağbezi, kist, miyom veya siğil şeklinde de oluşabilir veya lenf bezelerinde aşırı şişkinlikler oluşabilir. Bu sürekli depolama hücre ve dokuların beslenmesini engeller. HCO3 + X (metal, ametal helogen, örneğin sodyum, klor, flor, kalsiyum, magnesiyum vb.)------>HCO2X oluşur. Ve bu CURUFTUR ve bu curufa ileride bakteri virüs ve mantarlar yerleşerek zehirli gazlar, zehirli alkoller ve hormona benzer biyojen aminler (örneğin alerjiye sebep olan histamin) üretirler.Mantar ve bakterilerin üretiği toksik maddeler kana karışır, karaciğer ve böbrekler bu toksik maddeleri yoketmek için yoğun bir tempo ile çalışırlar ve bu arada bu organlarda da tahribat olur.Tertemiz ırmağa kanalizasyon karışsa ne olur:Tabii ki felaket olur.Aynı şekilde mantar ve bakterilerin üretiği toksik maddelerde aynı felakete sebep olurlar.Ve hastalıkların % 95'inin sebebi mide ve bağırsaklardaki bu mantar ve bakterilerin üretiği toksik maddeler nedeniyle olur.Karaciğer ve böbrekler toksik maddeleri arıtırken hem yavaş yavaş tahrip olur, hem foksiyonları azalır, hemde yağlanır ve curuf bağlar.Vede sayısız hastalıkların merkezi oluşur.
İstanbul çöplüğe dönmüştü: Yıllar önce İstanbula gittiğimde Beldiye başkanı Nurettin Sözen'di ve belediye işçileri aylardır grev yaptığından istanbul'da park, bahçe, sokak ve caddelerinde höbek höbek çöp yığınları oluşmuştu. İnsanlar burunlarını tutarak hızla oradan uzaklaşmaya çalışıyorlardı. Bu mikrop yuvalarını çevredeki insanlar kendi imkanları ile yok etmeye çalışıyor, fakat o kadar çöpü yok etme imkanı olmadığından işyeri sahipleri bir biri ile münakaşa ediyorlardı ve hatta kavgalar oluyordu. İnsanlar bir birleri ile dükkanımın önüne çöp atarsın artamazsın vs diye kavga ediyorlardı. İşte vücudumuz'da da böyle çöp yığınları oluşur ve buna curuf denir. Ne kadar çöp o kadar hastalık. Sağlıklı insanlar (hastalar değil) sade ve temiz et'den haftada 1-2 defa az olmak şartı ile yiyebilir, fakat sucuk, salam ve sosis gibi et artıkları ve aşırı kimyasal katkı maddeleri içermesi nedeniyle hiç iyi değil yenmemesi gerek. Tabii en tehlikeli madde peyniri sağlıklı veya hasta çocuk veya yetişkin hiçbir kimsenin yememesi gerekeir, çünkü curuf'a sebep olur.
Zehir ve curufun farkı:
Zehir direkt ve aktif olarak tahribat yaparken, curuf metabolik değişimler sırasında ortya çıkan artık madde yoğunluğudur. Curuf ne zaman problem olur, şayet vücut curufu artık tamamen dışarı atamıyorsa ve vücutta depolanıyorsa (kalç, göbek,ense, romatizma yumruları, lenfbezeleri, bağırsaklar, çürük dişdipleri, bağdokuları vs.) ve hatta bazılarının göbeği, bazılarının kalçası ve bazılarının ensesinde aşırı şişme olursa buradaki yağ tabaklarının arasıda curufla dolar. Bu demek değidirki curuf sadece obezlerde (şişman) olur. Zayıf insanlardada aynı oranda tehlike teşkiledebilir. Normal olarak sağlıklı insanın vücudu curufu (ölü hücreler, yağlar, metabolik değişimler sonu ortaya çıkan artık maddeler vs) ve zehiri dışarı atar. Tek taraflı sağlıksız beslenme özeliklede aşırı hayvansal besinler (et-peynir masalına bak), stres ve sigara, alkol ve kimyasal ilaçlar (özlikle antibiyotikler, kortizon, parasetamol vb) gibi aşırı yükleneme ve bu zehirin tamamen dışarı atılamaması nedniyle vücutta aşırı zehirli madde yoğunluğu oluşur ve burada mikroplar için çok uygun yuva oluşturur. Curuflara yerleşen bakteri, virüs ve mantarlar bağışıklık sistemi tarafından yokedilemez ve buradaki mikroplar sürekli zehirli gazlar, zehirli alkoller ve biyojen aminler (örneğin alerjiye sebep olan histamin) üretir. Buda vücudun bütün dengelerini alt üst eder ve çok çeşitli hastalıkların ortya çıkmasına sebep olur.
Örneğin: Bağırsakalardaki zararlı bakteriler ve mantarlar aşırı miktarda metan gazı üretirler buda bazı kişi yellenince çok pis koku yayılmasına neden olur. Bazılarınında zehirli alkoller aşırı üretilir ve bu kişiler alkol içmedikleri halde ağızları alkol kokar. Bazılarındada aşırı histamin üretirler, bu histaminde her türlü allerjinin sebebidir. Doktora gittiğinizde o sizde aşırı histamin var ne yapalım, bunu denğelemek için size kortizon hapı veya iğnesi yapalım derler. Oysa salğı bezeleri veya ana hücreler (mast cell) tarafından kaç mikro, hatta nanogram hangi hormondan salğılanması gerektiği beyin (büyük şef) tarafından tayin edilir ve hipfiz gudesine emir verilir, oda böbreküstü bezeleri, tiriod, bezeleri testisler, yumurtalık vb organlara hangi hormanondan ne kadar üretilmeis gerektiği konusunda talimat verir ve hormon gerektiğince üretilir. Beki bağırsaklardaki zararlı bakteri ve mantarlar tarafından üretilen histamine karşı beyin tetbir alabilir mi? Hayır neden? Çünkü mantarlar ve zararlı bakteriler yabancıdır ve beynin konturol alanı dışındadır. Bu nedenle doktorların allerji hastasına kortizon yazması bir ömür boyu devam etmek zorundadır ve tedavi edici değildir. Çözüm: Mantarları ve zararlı bakterileri vucuttan arındırmak. Buda curufu yoketmekle mümkündür. Cürufta Gökçek İksiri ile yok olur, baka bir yolu yok. Bizim yaptığımız iş sivrisinek öldürmek değil bataklığı kurutmaktır.
Et ve Peynir gibi ağır hayavansal besinler vücudun asitlenmesine neden olur, asitenen vücudu arıtmak için genelikle çeşitli ilaçalar alınır. Bunlar içinde en etkili olanı Gökçek İksiridir. Fakat sağlıklı beslenip vücudu aşırı yormamak ve curuf oluşmasına imkana vermemek gerekir. Curuf oluşmuşsa bunu yok etmek gerekir buda anacak Gökçek İksiri ile mümkündür. Curuf vücuttan atılmazsa ne olur? Damarlar, lenf bezeleri ve damarları, organlar, bağdokuları, çürük dişdipleri, çene, eklemeler veözeliklede bağırsaklar da yoğunlaşır (depolanır). Curuf birikintilerine yerleşen mikroplarda kendilerine daha kolay faliyet alanı oluştururlar. Böylece romatizma, gut hastalığı, her türlü iltihaplı hastalıklar, lenf bezelerinde şişme, damarlarda yağlanma, dokularda asitlenme ve tıkanamaya sebe olur. Bunedenlede hücrelere besleyici maddeler (vitaminler, mineraller, aminositler, glukozlar vb) ve oksijen yeterince giremez.
Curuf arteriyoskleroz yani damar sertliği ve yağlanamasına sebep olur. Arteriyo skleroz 20 yaşındakilerde bile görülebilir, çünkü günümüzde gençler genelikle besin değeri olmayan fast foodla (Mc Donalds ve Burger King gibi) beslenmekteler ve soft içecek denilen cola ve fanta gibi aşırı şekerli içecekler içmekteler. Damar sertliği beyin-, kalp-, iskelet kasları-, ve cinsel organlarda fonksiyon yetersizliklerine sebep olur. Kanda kolesterolun görülmesi çok sonra ortya çıkar, kolesterol önce dokularda, eklemelerde, damarlarda yoğunlaşır sonrada kanada görüğkmeye başlar. Tedavisi sağlıklı beslenme, oruç tutma ve Gökçek İksiri ile mümkündür. Curuf olşmuşsa mutlaka Gökçek İksiri gerekir, çünkü Gökçek Tonik ve Gökçek İksiri curufu eritir ve burda yuvalanan bakteri, virüs ve mantarlar ortada kaalır ve bunuda bağışıklık sistemi yokeder.
Yıllar önce İstanbula gittiğimde o zamanın belediye başkanı Nurettin Özen'idi ve belediye işçileri grevde olduğundan güzel istanbul'un her kökşesi çöp yığınları içindeydi. İnsanlar sokaklarda burunlarına mendil tutarak veya ağzını burnunu tutarak çöp yığınlarından kaçıyorlardı. Çöpcü gelmezse sokaklar çöpten geçilmez ve salğın hastalıklar kısa sürede yayılır. İnsan vücudundaki curuflarıda buna benzetebiliriz, şayet hücre, hücre araları, dokular ve organlardaki curuf lenf sistemi ile ve kanla dışarı taşınır. Metabolik değişimler sonucu vücutta aşırı asit oluşur ve bu asit su ve karbondioksite dönüşerek dışarı atılır. Fakat sürekli yanlış beslenilirse curuflar yoğunlaşır ve dışarı atmak yerine dokular, damarlar, bağırsakalar, eklemler vs. de depolanır. Bu nedenle doğru beslenmek şarttır.
Sağlıklı kalabilmenin ve sağlıklı yaşayabilmenin en önemli faktörü kılcal kandolaşımıdır, çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim vb., besleyici maddenin hücrelere ulaşması vede mikroplarla mücadele eden maktofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır. Gökçek Iksiri ile tedavi olmak mümkündür. Fakat doğru beslenmek şarttır.
Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur. Siyah çay ve kahve içilmemeli, çünkü mide ve bağırsakları tahrişeder. Böylece vitaminler, mineraller, aminoasitler, vs..., yeterince alınamaz (absorbe) ve rahatsızlıklar ortaya çıkar. Et ve et mamülerine 5-6 ay aravermek gerekir, çünkü asidoza sebep olur, buda birçok hastalığın ana kaynağıdır. Gökçek İksiri vücudu curuflar'dan arıtır ve bağışıklık sistemini güçlendirir.
-Alıntı
Curuf'dan arınma, curuftan temizlenme:
Curuf kelimesi modern tıpta kulanılmamaktadır, fakat kelimenin almanca karşılığı Entschlackung Almanayada oldukca çok kulanılan kelimedir. Bilindiği gibi curuf maddenleri eritince ortaya çıkan saf maddenin yanında birde pislik yığını ortaya çıkar bu artık maddeye curuf veya cürüf denir. Alternatif Tıp’ta curuf’dan arınma metabolik değişimler sonucu ortaya çıkan artık maddelerden arınma anlaşılır. Curuftan arınma oruç tutma, terleme kürları, şifalı bitki çayları, tentürler ile olursada en kalıcı tedavi Gökçek İksiri ile mümkündür. Modern Tıpta buna yer verilmez ve böbrekler ve karaçiğer vücuttaki artık maddeleri (cüruf) dışarı atar denir ve ayrıca arınmaya gerek yok derler.
Vücudumuzda 100 trilyon hücredeki metabolik değişimler yani hücrede enerji oluşumu sırasında karbonikasit (H2CO3) çıkar ve ayrıca bazı besinler (et, peynir ve mamüleri) ve içecekler (siyah çay, kahve ve kola) vücudun asit oranını aşırı yükselir. Eritrosit-Hemoglobin tampon sistemi ve sodyumbikarbonat (NaHCO3)-karbonikasidi tampon sistemi ile vücudun aist-baz denğesi korunur. Karbonikasit ve laktikasit (sütasidi) su ve karbondiokside dönüşür ve buda böbrekler ve akciğer tarafından dışarı atılır. Dışarı atılamayan asitler mineraller tarafından tuza (asidik tuzlar, bazik tuzlar veya halojenik tuzlar, yemek tuzu değil) dönüştürülür, sonra doku, kas, eklem, deri ve bağdokularına CURUF şekline yerleşir (depolanır). Curuf dağınık veya aynı oranda kas, deri, deri altı, organ ve dokulara yerleştiği gibi yağbezi, kist, miyom veya siğil şeklinde de oluşabilir veya lenf bezelerinde aşırı şişkinlikler oluşabilir. Bu sürekli depolama hücre ve dokuların beslenmesini engeller. HCO3 + X (metal, ametal helogen, örneğin sodyum, klor, flor, kalsiyum, magnesiyum vb.)------>HCO2X oluşur. Ve bu CURUFTUR ve bu curufa ileride bakteri virüs ve mantarlar yerleşerek zehirli gazlar, zehirli alkoller ve hormona benzer biyojen aminler (örneğin alerjiye sebep olan histamin) üretirler.Mantar ve bakterilerin üretiği toksik maddeler kana karışır, karaciğer ve böbrekler bu toksik maddeleri yoketmek için yoğun bir tempo ile çalışırlar ve bu arada bu organlarda da tahribat olur.Tertemiz ırmağa kanalizasyon karışsa ne olur:Tabii ki felaket olur.Aynı şekilde mantar ve bakterilerin üretiği toksik maddelerde aynı felakete sebep olurlar.Ve hastalıkların % 95'inin sebebi mide ve bağırsaklardaki bu mantar ve bakterilerin üretiği toksik maddeler nedeniyle olur.Karaciğer ve böbrekler toksik maddeleri arıtırken hem yavaş yavaş tahrip olur, hem foksiyonları azalır, hemde yağlanır ve curuf bağlar.Vede sayısız hastalıkların merkezi oluşur.
İstanbul çöplüğe dönmüştü: Yıllar önce İstanbula gittiğimde Beldiye başkanı Nurettin Sözen'di ve belediye işçileri aylardır grev yaptığından istanbul'da park, bahçe, sokak ve caddelerinde höbek höbek çöp yığınları oluşmuştu. İnsanlar burunlarını tutarak hızla oradan uzaklaşmaya çalışıyorlardı. Bu mikrop yuvalarını çevredeki insanlar kendi imkanları ile yok etmeye çalışıyor, fakat o kadar çöpü yok etme imkanı olmadığından işyeri sahipleri bir biri ile münakaşa ediyorlardı ve hatta kavgalar oluyordu. İnsanlar bir birleri ile dükkanımın önüne çöp atarsın artamazsın vs diye kavga ediyorlardı. İşte vücudumuz'da da böyle çöp yığınları oluşur ve buna curuf denir. Ne kadar çöp o kadar hastalık. Sağlıklı insanlar (hastalar değil) sade ve temiz et'den haftada 1-2 defa az olmak şartı ile yiyebilir, fakat sucuk, salam ve sosis gibi et artıkları ve aşırı kimyasal katkı maddeleri içermesi nedeniyle hiç iyi değil yenmemesi gerek. Tabii en tehlikeli madde peyniri sağlıklı veya hasta çocuk veya yetişkin hiçbir kimsenin yememesi gerekeir, çünkü curuf'a sebep olur.
Zehir ve curufun farkı:
Zehir direkt ve aktif olarak tahribat yaparken, curuf metabolik değişimler sırasında ortya çıkan artık madde yoğunluğudur. Curuf ne zaman problem olur, şayet vücut curufu artık tamamen dışarı atamıyorsa ve vücutta depolanıyorsa (kalç, göbek,ense, romatizma yumruları, lenfbezeleri, bağırsaklar, çürük dişdipleri, bağdokuları vs.) ve hatta bazılarının göbeği, bazılarının kalçası ve bazılarının ensesinde aşırı şişme olursa buradaki yağ tabaklarının arasıda curufla dolar. Bu demek değidirki curuf sadece obezlerde (şişman) olur. Zayıf insanlardada aynı oranda tehlike teşkiledebilir. Normal olarak sağlıklı insanın vücudu curufu (ölü hücreler, yağlar, metabolik değişimler sonu ortaya çıkan artık maddeler vs) ve zehiri dışarı atar. Tek taraflı sağlıksız beslenme özeliklede aşırı hayvansal besinler (et-peynir masalına bak), stres ve sigara, alkol ve kimyasal ilaçlar (özlikle antibiyotikler, kortizon, parasetamol vb) gibi aşırı yükleneme ve bu zehirin tamamen dışarı atılamaması nedniyle vücutta aşırı zehirli madde yoğunluğu oluşur ve burada mikroplar için çok uygun yuva oluşturur. Curuflara yerleşen bakteri, virüs ve mantarlar bağışıklık sistemi tarafından yokedilemez ve buradaki mikroplar sürekli zehirli gazlar, zehirli alkoller ve biyojen aminler (örneğin alerjiye sebep olan histamin) üretir. Buda vücudun bütün dengelerini alt üst eder ve çok çeşitli hastalıkların ortya çıkmasına sebep olur.
Örneğin: Bağırsakalardaki zararlı bakteriler ve mantarlar aşırı miktarda metan gazı üretirler buda bazı kişi yellenince çok pis koku yayılmasına neden olur. Bazılarınında zehirli alkoller aşırı üretilir ve bu kişiler alkol içmedikleri halde ağızları alkol kokar. Bazılarındada aşırı histamin üretirler, bu histaminde her türlü allerjinin sebebidir. Doktora gittiğinizde o sizde aşırı histamin var ne yapalım, bunu denğelemek için size kortizon hapı veya iğnesi yapalım derler. Oysa salğı bezeleri veya ana hücreler (mast cell) tarafından kaç mikro, hatta nanogram hangi hormondan salğılanması gerektiği beyin (büyük şef) tarafından tayin edilir ve hipfiz gudesine emir verilir, oda böbreküstü bezeleri, tiriod, bezeleri testisler, yumurtalık vb organlara hangi hormanondan ne kadar üretilmeis gerektiği konusunda talimat verir ve hormon gerektiğince üretilir. Beki bağırsaklardaki zararlı bakteri ve mantarlar tarafından üretilen histamine karşı beyin tetbir alabilir mi? Hayır neden? Çünkü mantarlar ve zararlı bakteriler yabancıdır ve beynin konturol alanı dışındadır. Bu nedenle doktorların allerji hastasına kortizon yazması bir ömür boyu devam etmek zorundadır ve tedavi edici değildir. Çözüm: Mantarları ve zararlı bakterileri vucuttan arındırmak. Buda curufu yoketmekle mümkündür. Cürufta Gökçek İksiri ile yok olur, baka bir yolu yok. Bizim yaptığımız iş sivrisinek öldürmek değil bataklığı kurutmaktır.
Et ve Peynir gibi ağır hayavansal besinler vücudun asitlenmesine neden olur, asitenen vücudu arıtmak için genelikle çeşitli ilaçalar alınır. Bunlar içinde en etkili olanı Gökçek İksiridir. Fakat sağlıklı beslenip vücudu aşırı yormamak ve curuf oluşmasına imkana vermemek gerekir. Curuf oluşmuşsa bunu yok etmek gerekir buda anacak Gökçek İksiri ile mümkündür. Curuf vücuttan atılmazsa ne olur? Damarlar, lenf bezeleri ve damarları, organlar, bağdokuları, çürük dişdipleri, çene, eklemeler veözeliklede bağırsaklar da yoğunlaşır (depolanır). Curuf birikintilerine yerleşen mikroplarda kendilerine daha kolay faliyet alanı oluştururlar. Böylece romatizma, gut hastalığı, her türlü iltihaplı hastalıklar, lenf bezelerinde şişme, damarlarda yağlanma, dokularda asitlenme ve tıkanamaya sebe olur. Bunedenlede hücrelere besleyici maddeler (vitaminler, mineraller, aminositler, glukozlar vb) ve oksijen yeterince giremez.
Curuf arteriyoskleroz yani damar sertliği ve yağlanamasına sebep olur. Arteriyo skleroz 20 yaşındakilerde bile görülebilir, çünkü günümüzde gençler genelikle besin değeri olmayan fast foodla (Mc Donalds ve Burger King gibi) beslenmekteler ve soft içecek denilen cola ve fanta gibi aşırı şekerli içecekler içmekteler. Damar sertliği beyin-, kalp-, iskelet kasları-, ve cinsel organlarda fonksiyon yetersizliklerine sebep olur. Kanda kolesterolun görülmesi çok sonra ortya çıkar, kolesterol önce dokularda, eklemelerde, damarlarda yoğunlaşır sonrada kanada görüğkmeye başlar. Tedavisi sağlıklı beslenme, oruç tutma ve Gökçek İksiri ile mümkündür. Curuf olşmuşsa mutlaka Gökçek İksiri gerekir, çünkü Gökçek Tonik ve Gökçek İksiri curufu eritir ve burda yuvalanan bakteri, virüs ve mantarlar ortada kaalır ve bunuda bağışıklık sistemi yokeder.
Yıllar önce İstanbula gittiğimde o zamanın belediye başkanı Nurettin Özen'idi ve belediye işçileri grevde olduğundan güzel istanbul'un her kökşesi çöp yığınları içindeydi. İnsanlar sokaklarda burunlarına mendil tutarak veya ağzını burnunu tutarak çöp yığınlarından kaçıyorlardı. Çöpcü gelmezse sokaklar çöpten geçilmez ve salğın hastalıklar kısa sürede yayılır. İnsan vücudundaki curuflarıda buna benzetebiliriz, şayet hücre, hücre araları, dokular ve organlardaki curuf lenf sistemi ile ve kanla dışarı taşınır. Metabolik değişimler sonucu vücutta aşırı asit oluşur ve bu asit su ve karbondioksite dönüşerek dışarı atılır. Fakat sürekli yanlış beslenilirse curuflar yoğunlaşır ve dışarı atmak yerine dokular, damarlar, bağırsakalar, eklemler vs. de depolanır. Bu nedenle doğru beslenmek şarttır.
Sağlıklı kalabilmenin ve sağlıklı yaşayabilmenin en önemli faktörü kılcal kandolaşımıdır, çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim vb., besleyici maddenin hücrelere ulaşması vede mikroplarla mücadele eden maktofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır. Gökçek Iksiri ile tedavi olmak mümkündür. Fakat doğru beslenmek şarttır.
Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur. Siyah çay ve kahve içilmemeli, çünkü mide ve bağırsakları tahrişeder. Böylece vitaminler, mineraller, aminoasitler, vs..., yeterince alınamaz (absorbe) ve rahatsızlıklar ortaya çıkar. Et ve et mamülerine 5-6 ay aravermek gerekir, çünkü asidoza sebep olur, buda birçok hastalığın ana kaynağıdır. Gökçek İksiri vücudu curuflar'dan arıtır ve bağışıklık sistemini güçlendirir.
-Alıntı