EbrulimMm_88
Üye
- Katılım
- 6 Eki 2023
- Mesajlar
- 38,279
- Tepkime puanı
- 1
- Puanları
- 0
İtibar:
Covid-19 üzerine yapılan araştırmalar yeni bir tehlikeyi daha ortaya çıkardı. Son günlerde vaka sayısında artış gözlemlenen virüsün, damar içindeki plaklara yerleşerek kalp krizi ve inme riskini de artırdığı açıklandı. Hekimler özellikle diyabet, hipertansiyon ve yüksek kolestrolü bulunan kişilerin daha büyük risk taşıdığını vurguluyor.
Dünyanın en saygın tıp dergilerinden Nature Cardiovascular Research’da yer alan bir çalışma, koronavirüs enfeksiyonunun sadece kalp damarlarını tutmakla yetinmediği, özellikle kolesterol plaklarına ve kolesterolle savaşan hücrelere bulaşarak onları rezervuar olarak kullandığını; bunun da kolesterolü yüksek olanlarda Covid-19 enfeksiyonu sonrası artmış kalp krizi ve inme riskinin 1 yıla kadar uzayabildiğini ortaya koydu.
Ayrıca kolesterolle savaşan savunma hücrelerini enfekte eden virüsün, yeni kolesterol plaklarının oluşumunu da tetiklediği tespit edildi. Çalışma, Mayıs 2020-Mayıs 2021 tarihleri arasında New York’ta coronavirüsten yaşamını yitiren ve kalp tutulumu bilinen 8 yaşlı hastanın otopsi incelemeleri sonucu gerçekleştirildi.
Böylece Sars-Cov2 virüsünün sadece damar tutulumu yapmadığı diyabet, hipertansiyon, kolesterol gibi kronik tablosu olan hastalarda, kolesterol plaklarını da tutarak yaklaşık 1 yıl boyunca kalp damar olayları (kalp krizi gibi) ve inme riskini artırdığı belirlendi.
Çalışmayı değerlendiren Sancaktepe İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Klinik Şefi Prof. Dr. Murat Uğur, grip dahil pek çok viral enfeksiyonun kalp damar tutulumu açısından risk yarattığının bilindiğini ancak coronavirüsün grip virüsü influenzaya göre inme riskini 7 kat daha fazla artırdığını söyledi.
Prof. Dr. Uğur, pandeminin ilk dalgalarından sonra koronavirüsün damar içi endotel tabakasını tuttuğunun bilindiğini anlattı. Uğur, “Damar içi endotel tabakası kan için pürüzsüz bir akım sağlar. Endotel hasarı sonrası buradaki kolesterol plakları birikir, damar tıkanır ve darlığa neden olur. Biz Covid-19 enfeksiyonunun damar tutulumuna sebep olduğunu biliyorduk." dedi.
Geçen haftalarda yayınlanan bir makalede ise Covid-19 için yeni bir bulgu saptandığından söz eden Uğur; bu çalışmada, koroner arterlerde yani kalp damarlarında, otopsi serilerindeki tutulumun kanıtlandığını sözlerine ekledi.
"Vücudumuzda virüsle savaşta makrofajları kullanırız. Makrofajlar, aynı zamanda vücuttan kolesterolü uzaklaştırmaya yararlar. Kolesterol ile yüklü olan makrofajlara ise ‘köpük hücresi’ deniyor." diye konuşan Uğur, şöyle devam etti: "Bu çalışmaya göre köpük hücre dediğimiz bu makrofajlar, direkt virüsler tarafından saldırıya uğruyor ve enfekte ediliyor; damar içindeki kolesterol plaklarında çoğalarak, inflamasyonu tetikliyor. Otopsi serilerinde, kardiyak tutulum kanıtlanmış hastaların kalp damarları incelenerek buradaki kolesterol plaklarında virüsün varlığı kanıtlanmış."
Araştırmanın, kolesterol yüklü damarların virüsle enfeksiyona daha açık hale geldiğinin ispatlandığını da kaydeden Prof. Dr. Uğur, "Bu çalışmaya göre enfekte olan damarlardaki inflamasyonun da bir yıl süresince devam ettiği, dolayısıyla Kovid 19 enfeksiyondan sonra en azından bu çalışmaya göre bir yıl süreyle oluşan kalp krizlerinin, inmelerin sorumlusunun enfeksiyon olduğunu söyleyebiliriz. Yani virüsün enfekte ettiği makrofaj plakları, kolesterol plaklarının oluşumunu artırıyor ve bu kolesterol plaklarındaki ani kopuşlar da kalp krizine veya inmelere sebep olabiliyor." dedi.
Bütün viral enfeksiyonların hayatımızı tehdit edebilecek kalp damar olayları veya nörolojik etkilerinin olabileceğine de vurgu yapan Prof. Dr. Uğur, Covid-19’un grip virüsü influenzaya göre bu riski 7 kat artırdığına dikkat çekti.
Uğur, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bu nedenle çevremizde Kovid 19 enfeksiyonu olsun veya olmasın, herhangi bir enfeksiyon dönemi, buna influenza da dahil, gerekli tedbirlerimizi almak aslında bizim kendi sağlığımızı korumak açısından çok önemli. Ülkemizde kolesterol değerleri yüksek hasta sayımız ve kalp damar hastalıklarının yaygınlığı da oldukça yüksek. Enfeksiyon sonrası uzun dönemde kardiyovasküler olay veya inme riskini azaltmak için hastalarımızın kardiyak risk açısından mutlaka kontrol edilmesi gerekiyor. özellikle ailesinde kalp hastalığı olan veya bilinen kalp hastalığı, hipertansiyonu, şekeri, kolesterolü olan kişiler mutlaka daha yakından takip edilmeli. Kolesterolü düşürücü tedbirlerin alınması, bunun en başında düzenli egzersiz, sağlıklı beslenmeye uyulması gerekiyor. Daha ileri seviyelerde gerekirse medikal tedavi de buna eklenebilir. Bu çalışmada, Mayıs 2020 ile Mayıs 2021 arasında, yani birinci dalgadaki hastalar incelenmiş. Dolayısıyla sadece pandeminin ilk ayağındaki enfeksiyon, yani mutasyon geçirmemiş virüsün virülansından (bulaşma gücü) bahsedebiliriz. Yeni virüste bu kadar kalp damar tutulumu oluyor mu, bunu zaman gösterecek. Fakat yine de bizlerin tedbiri elden bırakmamamız ve Kovid sonrası kardiyak açıdan takiplerimizi mutlaka yaptırmamız gerekiyor."