End
Üye
- Katılım
- 21 Ocak 2021
- Mesajlar
- 972
- Tepkime puanı
- 51
- Puanları
- 18
- Cinsiyet
- Medeni Hali
- Memleket
- 19 ÇORUM
- Takım
- Fenerbahçe
- Burç
- Kova
- Mesleği
- Muhasebe
İtibar:
“Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun”, halk arasındaki karşılığı olarak “Afet Bahanesi ile Evlerimize Çökme Kanunu” TBMM’ye teklif olarak 20 Ekim’de geldi, 25 Ekim’de 127 dakikada komisyondan geçti ve 1 Kasım ve 7 Kasım’da Genel Kurul’da görüşülerek kabul edildi.
Hiç sorun yaşamadan 18 günde yasama sürecini tamamladı ve 2 gün sonra da Resmi Gazete’de yayımlandı.
Teklifin 18 günlük meclis sürecinde muhalefet partilerinin:
- Halka teklifi anlatmadığını,
- Toplumu örgütlemediğini,
- Yasama görevlerini yerine getirmediğini
- 1 Kasım Genel Kurul görüşmelerininde 222 muhalefet vekilinin gelmeye bile tenezzül etmediğini,
- 7 Kasım’da oylamada 195 vekilin karşı çıkmayarak oylamaya katılmadığını,
- 237 vekil gizi az sayıda vekilin KABUL oyu ile geçtiğini hepimiz üzülerek gördük.
Böylece kanunun halkın itiraz etmesini izin verilmedi.. Vekililik görevini yerine getirmeyenlerin bu süreçte dile getirdikleri bahaneler ise bizi daha fazla üzdü.
Şimdi bu kanunun AYM’ye götürülmesi gerekiyor. Ama sadece 120 vekille değil, tam kadro, bütün partiler ve seçmenleri de katarak gitmeli.
Ne yazık ki bu konuda siyasette bir tartışma olmaması yaşanılagelen halin devam edeceği kaygısını bizlerde derinleştiriyor. Bu da bize görev veriyor.
Artık partilerden çok net bir isteğimiz var; önceden yaptıkları gibi değil, olması gerektiği gibi adım atmalarını istiyoruz.
Tek bir partinin 120 vekilinin imzası ile AYM’ye götürülmesini değil, bütün partilerin veklilleri de katılması ile AYM’ye götürmelerini istiyoruz.
Bütün partiler deyince sadece kendini muhalif görenleri değil, iktidar blokundaki partilerin kartılması için görüşülmesini istiyoruz .
Sadece partilerin vekillerinin imzasını değil, parti örgütlerinin de tartışmalarını, sürece katılmalarını istiyoruz.
Sadece partilerin, vekillerin ve örgütlerin değil seçmenin de bu sürece katılmasını istiyoruz.
Çünkü sadece itiraz etmek için değil, sadece adet yerini bulsun diye değil, kazanmak için gidilmeli diyoruz. Bunun için de açık, şeffaf bir dilekçe olmalı, komisyondaki gibi cılız itirazlarla değil, bu ülkede 2 milyona varan boş evi, barınma sorununu, mevcut düzenlemenin hali hazır çökmelerinin envanterini ve iklim krizi ile bağlantısını kuracak politik bir arka planı da içermeli.
Bu yüzden bütün muhalefetin imza verdiği, hatta iktidar kanadındaki partilerin de zorlandığı, sürece partilerin örgütlerini ve seçmenleri de kattığı bir dilekçe açık, şeffaf bir şekilde hazırlanmalı ve hep beraber el ele tutuşarak 60 gün dolmadan kapısında davullar, zurnalar eşliğinde buluşarak teslim edilmeli.
Partilerden şimdiye kadar göstermedikleri işbirliğini bu yasama sürecindeki durumlarının telafisi için talep ediyoruz. Buna dahil olmayan partilerin kendi sonunu hazır edeceklerini bizler çok iyi biliyoruz.
Biz sesimizi çıkartmazsak, kabul edersek bu kanun işler.
Biz sesimizi çıkartırsak, bu kanunu halkın tartışmasına açarsak kazanabiliriz!
O yüzden partileri sadece itiraz etmek için değil, olması gerektiği şekilde itiraz etmeleri için çağrıda bulunuyoruz.
Hiç sorun yaşamadan 18 günde yasama sürecini tamamladı ve 2 gün sonra da Resmi Gazete’de yayımlandı.
Teklifin 18 günlük meclis sürecinde muhalefet partilerinin:
- Halka teklifi anlatmadığını,
- Toplumu örgütlemediğini,
- Yasama görevlerini yerine getirmediğini
- 1 Kasım Genel Kurul görüşmelerininde 222 muhalefet vekilinin gelmeye bile tenezzül etmediğini,
- 7 Kasım’da oylamada 195 vekilin karşı çıkmayarak oylamaya katılmadığını,
- 237 vekil gizi az sayıda vekilin KABUL oyu ile geçtiğini hepimiz üzülerek gördük.
Böylece kanunun halkın itiraz etmesini izin verilmedi.. Vekililik görevini yerine getirmeyenlerin bu süreçte dile getirdikleri bahaneler ise bizi daha fazla üzdü.
Şimdi bu kanunun AYM’ye götürülmesi gerekiyor. Ama sadece 120 vekille değil, tam kadro, bütün partiler ve seçmenleri de katarak gitmeli.
Ne yazık ki bu konuda siyasette bir tartışma olmaması yaşanılagelen halin devam edeceği kaygısını bizlerde derinleştiriyor. Bu da bize görev veriyor.
Artık partilerden çok net bir isteğimiz var; önceden yaptıkları gibi değil, olması gerektiği gibi adım atmalarını istiyoruz.
Tek bir partinin 120 vekilinin imzası ile AYM’ye götürülmesini değil, bütün partilerin veklilleri de katılması ile AYM’ye götürmelerini istiyoruz.
Bütün partiler deyince sadece kendini muhalif görenleri değil, iktidar blokundaki partilerin kartılması için görüşülmesini istiyoruz .
Sadece partilerin vekillerinin imzasını değil, parti örgütlerinin de tartışmalarını, sürece katılmalarını istiyoruz.
Sadece partilerin, vekillerin ve örgütlerin değil seçmenin de bu sürece katılmasını istiyoruz.
Çünkü sadece itiraz etmek için değil, sadece adet yerini bulsun diye değil, kazanmak için gidilmeli diyoruz. Bunun için de açık, şeffaf bir dilekçe olmalı, komisyondaki gibi cılız itirazlarla değil, bu ülkede 2 milyona varan boş evi, barınma sorununu, mevcut düzenlemenin hali hazır çökmelerinin envanterini ve iklim krizi ile bağlantısını kuracak politik bir arka planı da içermeli.
Bu yüzden bütün muhalefetin imza verdiği, hatta iktidar kanadındaki partilerin de zorlandığı, sürece partilerin örgütlerini ve seçmenleri de kattığı bir dilekçe açık, şeffaf bir şekilde hazırlanmalı ve hep beraber el ele tutuşarak 60 gün dolmadan kapısında davullar, zurnalar eşliğinde buluşarak teslim edilmeli.
Partilerden şimdiye kadar göstermedikleri işbirliğini bu yasama sürecindeki durumlarının telafisi için talep ediyoruz. Buna dahil olmayan partilerin kendi sonunu hazır edeceklerini bizler çok iyi biliyoruz.
Biz sesimizi çıkartmazsak, kabul edersek bu kanun işler.
Biz sesimizi çıkartırsak, bu kanunu halkın tartışmasına açarsak kazanabiliriz!
O yüzden partileri sadece itiraz etmek için değil, olması gerektiği şekilde itiraz etmeleri için çağrıda bulunuyoruz.