- Katılım
- 9 May 2023
- Mesajlar
- 31,854
- Tepkime puanı
- 20
- Puanları
- 38
- Cinsiyet
- Medeni Hali
- Mesleği
- System Administrator
İtibar:
Çocukluğunu gece gündüz elinde akıllı cep telefonu veya tablet ile geçirmemiş bir neslin uyku öncesinin en büyük lüksü idi evin büyüğünün anlattığı masallar. Ve o masalın içindeki korkuyu, kötülüğü anlatan en net sözcük idi “Bir dudağı yerde, bir dudağı gökte” olan Arap Bacı… Futbol dünyasında esen Çin rüzgarı ekonomik gerçeklerin gölgesinde kaybolup giderken yerini ekonomik anlamda daha da güçlü ve sürdürebilirlik gerçeği olan Arap Futboluna bıraktı. Süper Lig’in yayıncı kuruluşunun bu dünyaya satışı ardından, uzun zamandır hazırlandıkları Katar Dünya Kupası Organizasyonu ile düşündüklerini bir adım daha ileriye götürdüler. Ardından ise yıldız futbolcuların transferleri gerçekleşti ve sonrasında ise sadece çok ünlü isimler üzerinde değil özellikle Süper Lig ve emsali olan diğer ülke liglerini etkileyecek transfer sürecinin düğmesine basılmış oldu. Zaten pamuk ipliğine bağlı bir ekonomi ile yoluna devam etmeye çalışan futbolumuz bu işten çok ama çok etkilenecektir. Kulüplerimizin ekonomik manzarası çok parlak değil aslında resmi anlamda iflas etmiş durumdayız ama sağolsun “Devlet Baba”… Ekonomik anlamda kendini toparlayamayan kulüplerimizin daha da zora girmesi için sağolsun işbilmez TFF yönetimi de yangına körükle (Harcama Limiti) ile gidiyor. Açıkladığı %30 sapma içinde olan harcama limitleri ve futbolumuzda yap-boz tantasına çevirdekleri ve son olarak 8+3 kuralı ile futbolun geleceğine dinamit koydukları uygulamalarla futbolumuza son ölümcül tekmeleri arka arkaya atmaya devam ediyorlar. Transfer döneminde Fenerbahçe ve Galatasaray’ın adeta idrar yarışına çevirdikleri, sanki başka oyuncu yokmuş gibi aynı oyuncuya talip olarak fiyat arttırmaları, kulüp yönetimlerinin ego savaşlarına dönmüş vaziyette. Fenerbahçe, Beşiktaş’ın talip olduğu oyuncuyu elinden daha fazla para ödeyerek transfer ederken, kendisi aynı hamleyi Galatasaray’dan alıyor. Sonuç nedir? Kasadan çıkan fazla ve ekonomik anlamda daha da zorluk getiren para… Kulüplerin transfer komiteleri aynı kahvehanede, aynı masada oturup başka isim yokmuş gibisine aynı isimleri mi belirliyor? Ve kulüplerin geleceğinde son kararı veren başkanlar buna “evet” dediklerinde gerçekten “büyük başkan mı” oluyor? Arap futbolundan bahsederken gündeme düşen; Calciomercato kaynaklı “UEFA 2024-2025 sezonundan itibaren Şampiyonlar Lig’ine Suudi Arabistan takımlarını da almak istiyor” haberi bomba etkisi yaptı. Arap futbolu artık hedef büyüterek ilerlemeye devam ediyor. Önce Premier Lig ve diğer majör lig kulüplerini satın alarak adım attılar ve ardından bu noktaya geldik. Bundan sonrası genişleme politikası izleyerek Avrupa’ya bir adım daha yaklaşmak üzere Türkiye Süper Lig’ine el atmaktan geçecektir. Nasıl olsa elde hazır malzeme de var. Transfer döneminde acemice işler yapan başta Beşiktaş ve diğer kulüplerimiz artık külahlarını masaya koyup düşünmeye başlasınlar çünkü köprüden önceki son çıkışa doğru yaklaşıyoruz. Başta yabancı oyuncu ısrarında olduğu gibi, TFF ve MHK’nin yapılanması gibi, bu kurumlardan çıkacak tüm kanunların yeniden ele alınması gibi, har vurup harman savrulan gereksiz başta transfer harcamaları olmak üzere kulüpleri zarara uğratan hareketler dahilinde her şeyi tepeden tırnağa yeniden düşünüp, ele alınmalı yoksa o masalların korkunç kahramanı gelip sizi yönetmeye, başarılara götürmeye, kalıcı ekonomik gelişmelere taşımaya söz verdiğiniz ama beceremeyerek batırdığınız kulübünüzün kapısının önüne koyar. Hem de bunu nasıl olsa kurtarır gözüyle baktığınız ve güvendiğiniz “Devlet Baba” eliyle yapar.