End
Üye
- Katılım
- 21 Ocak 2021
- Mesajlar
- 972
- Tepkime puanı
- 51
- Puanları
- 18
- Cinsiyet
- Medeni Hali
- Memleket
- 19 ÇORUM
- Takım
- Fenerbahçe
- Burç
- Kova
- Mesleği
- Muhasebe
İtibar:
Ekim ayı başlarında emeklilere Cumhuriyetin 100. Yılı dolayısı ile bir seferlik 5000 lira ikramiye verileceği açıklanmıştı. Hem de 7500 alana da 20- 30 bin alana da 5000 lira. Yine de hep beraber mutlu olmuştuk emekliler olarak ama uzun sürmedi, çoğunluğu 7500 lira aldığı için geçinmekte zorluk çeken ve bu sebeple de çalışmaya devam etmek zorunda kalan emekliler kapsam dışı bırakılmıştı. Yani hükümetimiz o emeklilere bir taraftan “7500 lira neyinize yetmiyor da çalışıyorsunuz” Bir taraftan da “Madem çalışıyorsunuz neden kayıt dışı çalışmıyorsunuz” diyordu.
Ama yapacak bir şey yoktu elbette, memleketin Çalışma Bakanlığı vardı, o bakanlığın yetkilileri çalışmış ve resmi olarak çalışmaya devam eden emeklilerin bu ikramiyeyi hak etmediklerine karar vermişti. Haksızlık etmeyelim, memleketin Hazine ve Maliye Bakanlığı, TBMM Plan bütçe komisyonu da vardı ve belki de imkanlar el vermiyordu, neticede külliyenin Sayıştay rakamlarına yansıyan masraflarını karşılamak için çalışan emekliler dışarıda bırakılmıştı. Mecburiyetti belki de yani.
Ama kamuoyu meseleye böyle bakmadı şikayetler yükseldi, keyfimizden mi çalışıyoruz diyen emekliler çoğunlukta idi. Zaten son maaş zamları esnasında oluşan kök maaş uygulaması sonrası zam dahi alamayan emekli ile hükümet arasındaki ilişki biçimi pek de sıcak değildi ve önümüzde yine bir seçim vardı.
Her ne olduysa oldu ilk düzenleme kapsamında ikramiyelerini alamayanların da kapsama alınması konusunda Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan çalışma yapılması talimatını verdi. Şimdi yeni düzenleme bir şekilde yapılacak artık hangi rakamlarla ve hangi kriterlerle olacak belli değil ama çalışan emekliler de belli bir miktar ikramiye alacak. Bu sefer de çalışmaları Çalışma Bakanlığı yapacak bu sefer de gerekli para var mı, bulunabilir mi, bulunursa bütçede hangi ödemelerden kesintiler yapılarak bulunacak şeklindeki çalışmaları da yine Hazine ve Maliye Bakanlığı yapacak. TBMM Plan bütçe komisyonu ise bu yeni rakamlar onayladıkları bütçede yoksa bir çaresine bakacak.
Yani bundan sadece 1 ay önce yaptıkları ve sonuçlandırdıkları çalışmanın yanlış olduğunu söyleyecekler pardon deyip yenisini yapacaklar. Belki 1 ay sonra bu da yanlış çıkar belli mi olur. Bu durum bize aslında rasyonel bir çalışma yapılmadığı sadece talimatlara uymak için gerekenlerin yapıldığını bu gerekenlerin de pekala irrasyonel olabileceği izlenimi veriyor. Yani işin bir tarafında Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in göreve geldiğinde söylediği rasyonaliteye dönüş konusunda çok da rasyonel olmadığımızı gösteriyor. En azından şimdilik, yerel seçimlerden sonra daha rasyonel olmamız olası ama o zaman da bu rasyonalitenin muhatabı yine halk olacak gibi.
Meselenin bir başka boyutu ise Türkiye Büyük Millet Meclisinin yani yasama organının, yani duvarında “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” yazan binada bulunan milletin temsilcilerinin bir ay önce verdikleri kararı nasıl olup da revize edecekleri. Milletin iradesinin temsilcileri ilk verdikleri kararın millettin hayrına olduğunu düşünerek verdiler ise yarın önlerine gelecek olan kararı nasıl verecekler. Yani çalışan emeklilerin o ikramiyeleri almaması için el kaldırırken hangi millet menfaatini gözetmişlerdi ve şimdi daha üzerinden bir ay geçmişken onların da ikramiye almaları şimdi hangi millet menfaati ile açıklanabilir. Ya da şöyle soralım, son düzenleme ile kapsamın genişletilmesi elbette milletin ve emeklinin menfaatine ama bir ay önce öyle değil miydi? Yoksa son bir ayda Türkiye ekonomisi hiç beklenmedik bir girdi mi sağladı.
Cevabı hepimiz biliyoruz: Milletin Meclisinde Millet tarafından seçilip Millet adına yasama iradesini kullanan Milletin vekilleri önlerine onayla diye gelen düzenlemeleri onaylamak durumunda kalıyorlar ve bu durum onları “Milletin” sıfatından ne yazık ki ayırıyor.
Bu noktada ben çalışan bir emekli olarak AKP ve MHP Milletvekillerinin önlerine gelecek bu düzenlemeye karşı, “ Hayır biz bu düzenlemeyi daha önce bütçenin el verdiği ölçüde yaptık” ya da “çalışan emekli ile çalışamayan emekli arasındaki farkı dengelemek için yaptık” demelerini meclisin saygınlığı açısından daha hayırlı buluyorum. Hatta hiçbir sebep göstermeseler bile olur sadece bir ay önce verdiğimiz bir kararı bir ay sonra sırf talimatla değiştiremeyiz deseler daha da iyi olur.
Ama yapacak bir şey yoktu elbette, memleketin Çalışma Bakanlığı vardı, o bakanlığın yetkilileri çalışmış ve resmi olarak çalışmaya devam eden emeklilerin bu ikramiyeyi hak etmediklerine karar vermişti. Haksızlık etmeyelim, memleketin Hazine ve Maliye Bakanlığı, TBMM Plan bütçe komisyonu da vardı ve belki de imkanlar el vermiyordu, neticede külliyenin Sayıştay rakamlarına yansıyan masraflarını karşılamak için çalışan emekliler dışarıda bırakılmıştı. Mecburiyetti belki de yani.
Ama kamuoyu meseleye böyle bakmadı şikayetler yükseldi, keyfimizden mi çalışıyoruz diyen emekliler çoğunlukta idi. Zaten son maaş zamları esnasında oluşan kök maaş uygulaması sonrası zam dahi alamayan emekli ile hükümet arasındaki ilişki biçimi pek de sıcak değildi ve önümüzde yine bir seçim vardı.
Her ne olduysa oldu ilk düzenleme kapsamında ikramiyelerini alamayanların da kapsama alınması konusunda Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan çalışma yapılması talimatını verdi. Şimdi yeni düzenleme bir şekilde yapılacak artık hangi rakamlarla ve hangi kriterlerle olacak belli değil ama çalışan emekliler de belli bir miktar ikramiye alacak. Bu sefer de çalışmaları Çalışma Bakanlığı yapacak bu sefer de gerekli para var mı, bulunabilir mi, bulunursa bütçede hangi ödemelerden kesintiler yapılarak bulunacak şeklindeki çalışmaları da yine Hazine ve Maliye Bakanlığı yapacak. TBMM Plan bütçe komisyonu ise bu yeni rakamlar onayladıkları bütçede yoksa bir çaresine bakacak.
Yani bundan sadece 1 ay önce yaptıkları ve sonuçlandırdıkları çalışmanın yanlış olduğunu söyleyecekler pardon deyip yenisini yapacaklar. Belki 1 ay sonra bu da yanlış çıkar belli mi olur. Bu durum bize aslında rasyonel bir çalışma yapılmadığı sadece talimatlara uymak için gerekenlerin yapıldığını bu gerekenlerin de pekala irrasyonel olabileceği izlenimi veriyor. Yani işin bir tarafında Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in göreve geldiğinde söylediği rasyonaliteye dönüş konusunda çok da rasyonel olmadığımızı gösteriyor. En azından şimdilik, yerel seçimlerden sonra daha rasyonel olmamız olası ama o zaman da bu rasyonalitenin muhatabı yine halk olacak gibi.
Meselenin bir başka boyutu ise Türkiye Büyük Millet Meclisinin yani yasama organının, yani duvarında “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” yazan binada bulunan milletin temsilcilerinin bir ay önce verdikleri kararı nasıl olup da revize edecekleri. Milletin iradesinin temsilcileri ilk verdikleri kararın millettin hayrına olduğunu düşünerek verdiler ise yarın önlerine gelecek olan kararı nasıl verecekler. Yani çalışan emeklilerin o ikramiyeleri almaması için el kaldırırken hangi millet menfaatini gözetmişlerdi ve şimdi daha üzerinden bir ay geçmişken onların da ikramiye almaları şimdi hangi millet menfaati ile açıklanabilir. Ya da şöyle soralım, son düzenleme ile kapsamın genişletilmesi elbette milletin ve emeklinin menfaatine ama bir ay önce öyle değil miydi? Yoksa son bir ayda Türkiye ekonomisi hiç beklenmedik bir girdi mi sağladı.
Cevabı hepimiz biliyoruz: Milletin Meclisinde Millet tarafından seçilip Millet adına yasama iradesini kullanan Milletin vekilleri önlerine onayla diye gelen düzenlemeleri onaylamak durumunda kalıyorlar ve bu durum onları “Milletin” sıfatından ne yazık ki ayırıyor.
Bu noktada ben çalışan bir emekli olarak AKP ve MHP Milletvekillerinin önlerine gelecek bu düzenlemeye karşı, “ Hayır biz bu düzenlemeyi daha önce bütçenin el verdiği ölçüde yaptık” ya da “çalışan emekli ile çalışamayan emekli arasındaki farkı dengelemek için yaptık” demelerini meclisin saygınlığı açısından daha hayırlı buluyorum. Hatta hiçbir sebep göstermeseler bile olur sadece bir ay önce verdiğimiz bir kararı bir ay sonra sırf talimatla değiştiremeyiz deseler daha da iyi olur.